Göklere kucak açsın dallarım.
Kollarımda hamaklar sallarım.
Kimi zaman yeller içinde yalnızım
Sere serpe güzün saçlarımı dökmüşüm
Nice aşıkların altımda ayrıldıklarını görmüşüm
Mekanları değil belki ama
Dünlerde yarınları görünce
Ölesi geliyor insanın bugünlerde
Göresi gelince kısa ömründeki maziyi
Hatırlıyor cephelerdeki korkusuz gaziyi.
O ne seraptı ya Rab!
Yaban ellerde seni aradım sokak sokak
Adını her çağırana döndüm yüzümü
Aradıkları benmişim gibi, kimim unutarak
Yokluğun ölüm de olsa kapatmadım gözümü.
Yaz boyu seni düşledim, güz geldi
Sadece şahsına aşığım artık
Hayallerini kurduğum şahsına
Öyle bir mesele ki aramızda
Soramazsın halimi, yuvam yansa
Bu şahsınla aramda pek çetin,
Atsam kendimi cehennemden aşağı,
Var mıdır 500 metre, yüksektir bayağı.
Ey kurban olduğum dostlar,
Ne bu çaba, ölüme mi konacaksınız?
Yaşarken elimden tuttunuz mu da
Ölünce arkamdan ağlayacaksınız?
Bak, seni mahallemin ışıkları gibi
Yelden haber veren kırlangıçlar gibi
Öyle sıradan, hayatla bütünleşmiş seviyorum.
Kimse fark etmiyor alıştığından,
Üç beş dize hariç.
Ruhumun gri olduğu bir günde
Islanıyor, insan ve gölge.
Suskun, sessiz dil ve çehre
Hüzün girmiş sanki bu şehre.
Siyah bir balon yerde,
Yıkanıyor, aklanır yarına.
Korkarım gecelerden,
Felaketler hep geceleri.
Depremler geceleri yıkar
Dün sabahın dimdik evlerini.
Yangınlar gece çıkar
Herkes uyurken dumanlanır
K@hpe devletler demez açıkça
''Bir oyun kurdum.''
Araplara reis emri buyurdum
Dostları birbirine kırdırmaya koyuldum.
Ey kurucu devletin insan hakları,
Sığınacak limanım yok albayım,
En derbeder günlerimde bile
O sevgili beyhude.
Yalnızım, asırlardan kalma
Bu korkunç yalnızlığım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!