Atsam kendimi cehennemden aşağı,
Var mıdır 500 metre, yüksektir bayağı.
Ey kurban olduğum dostlar,
Ne bu çaba, ölüme mi konacaksınız?
Yaşarken elimden tuttunuz mu da
Ölünce arkamdan ağlayacaksınız?
En büyük hatamı sordun bana
Sana baktığım gibi
Güzel yanından baktım bu soruna,
Belki de benden son kez
''Sen''i duyabilmek içindi
Gülümsedim,
Hata mı yapmışım,
Üzülmüş müyüm,
Umutlarımın ardı mı boşmuş,
Sırtıma giyecek ceketim mi yokmuş,
Olsun, garip edebiyatı değil mi?
Şiire döker, avunurum.
Şair adamız biz,
Yalvarırız şiirlerimizde
''Dön'' diye
Fakat diyemeyiz gururumuzdan
Fısıltıyla bile bir
''Gitme''
Bak, seni mahallemin ışıkları gibi
Yelden haber veren kırlangıçlar gibi
Öyle sıradan, hayatla bütünleşmiş seviyorum.
Kimse fark etmiyor alıştığından,
Üç beş dize hariç.
İlk defa mı oldu
Bu herkesin oluşum
Ne felaket, benim için değil,
Böyle üzüyor musun sen
''Herkesi''
Ruhumun gri olduğu bir günde
Islanıyor, insan ve gölge.
Suskun, sessiz dil ve çehre
Hüzün girmiş sanki bu şehre.
Siyah bir balon yerde,
Yıkanıyor, aklanır yarına.
Üzülürüm, üzülürsün
Sevinirim, sevinirsin
Bu saatten sonra birlikte
Üzülemeyiz
Sevinemeyiz
Fakat severim, seversin
Şimdi bakıyorum da
Kendime
Hakikaten
Kaçıyorum bu hakikatten
Bir gün üstümde
Takısız beyaz kefen
Uzaklarda bir el var, görüyorum
Naftalin kokusu biraz da gün ışığı
Ayağı sallanan iskemle ve hemen
Yanında solmuş günlere bakan pencere
Kıpırtısız deniz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!