Öyle bir öleceksin ki
Toprak kırmızı halılarla
Karşılayacak seni.
Kahramanca, mertçe
Bir el mermi sekince sana
Alnından içeri namertçe,
İnadına güzel hatırlıyorum seni
Sanki hiçbir söz kirletmemiş gibi
Çünkü biliyorum farklıdır
Şimdi dönüştüğün kişi ve o masum çocuk
Sana değil verdiğim değer
Bana dünyanın 7. Harikasıymışım gibi hissettiren
Sizin olsun bir kez olsun dönüp de bakmayacağınız
Göğün katman katman açılmış yedi güzel rengi
Sizin olsun asla hak etmediğiniz tüm gerçek dostluklar
Yol kenarında fark etmediğiniz o narin nergis çiçeği
Dokunmaya kıyamayıp korkarak sevdiğim kediyi
Onu da alın teneke bağlayın kuyruğuna-iyi adamsınız ya-
Öyle alışkınım ki ter edilip
Yüzüstü bırakılmaya
Hava soğur
Güneş penceremi terk eder
Diye diye ödüm kopuyor!
Gözlerin gözlerime değince
Eminim felaketim olurdu
Ben de bilirdim ağlamasını
Ama değmiyor işte...
Sığınacak limanım yok albayım,
En derbeder günlerimde bile
O sevgili beyhude.
Yalnızım, asırlardan kalma
Bu korkunç yalnızlığım.
İnanır mısınız iyiliğime,
Arzu eder misiniz samimiyetimi?
Kabul eder misiniz itinayla baştan
Yapılmasa yine kalp yaştan.
Çok uzağım barıştan, savaştan
Zarif insan bir kusur ederse
Yüzünde utancın renkleri olur
Tüm gözler dikilir de kazık gibi yargılar.
O soytarılar edepsizliği şakaya vurunca
Alem alkış tutturur kahkahayla karışık
Ağlamak bile yoruyor bendimi
Öfkeleniyor nefsim hesabıma
Gözlerim ne ki ruhumun feri sönmüş
Arzu etmiyor hiçbir güzelliği canda
Bir tükenmişlik, bir umutsuzluk
Dertleşecek olsam
Meşgulsün,
Çağıracak olsam
Gezmelerdesin,
Sadece seni istesem
Ellerlesin.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!