El ele tutuşmuşlar, gözleri vermez ışık
Geleceğe ant içen sözleri var yılışık
Zamane aşıkları, fikri zikri karışık
Sıdk fukarası. Çin usulü çakma aşık
Umdum ki ben sende can bulurum
Bilemezdim ah yâr! Candan olurum.
Ömür ticaretinde hüzündür kârım benim
Dil ifade edemez lâl ahüzârım benim
Kadere sitemkarlık en büyük ârım benim
İç kanatan dikenden mağdur gülzârım benim
Yüzde mahzun tebessüm gönülde nârım benim
Ehil değilsin aşka. Sırrını bilmiyorsun
Leyladan geçemezken mevlayı diliyorsun
İrem bağlarında dolaşmayı arzularken
Fâni bir gülden gönül, sen vazgeçemiyorsun
Eza etme gönül bu mânâ fakiri başa
Lütfet! Selâmet bulsun içimdeki kargaşa
İniver semalardan, sükûneti çok görme!
Ferhat diye bilinip, yaşayan bu naaşa
Ey gönül! Bu alemde manasızca dolandın
Lugatlara sığmayan sözcüklere bulandın
İsmini şerh düşüp kalemine, bir hayalin
Fethetmeden kendini, arzı fethe adandın
Elif; Hapis bulunduğum kafes
Ben; O kafeste bir soluk nefes
Can, cânanını çoktan unutmuş
Ey aşk! Şimdi nerden esersen es
Ey gönül! Bu alemde manasızca dolandın
Lugatlara sığmayan sözcüklere bulandın
İsmini şerh düşüp kalemine, bir hayalin
Fethetmeden kendini, arzı fethe adandın
Kuşatılmışken benim saf kalbim,
Diyorlar ki bana; "O kim, sen kim?
Harf harf, hece hece çözülüyor,
Diyor: O Elif, ben önünde mim.
Sen ey yâr! Bu puslu devranda sarhoş bir çocuk
Ben; Lale devrinden kalma âşık bir tomurcuk
Her an yakındım sana keşke görebilseydin
Kâh bülbüldüm bahçende, kâh çalında yusufcuk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!