Sanırdım ki artık senden geçmişim
Oysa bütünüyle sana göçmüşüm
Gönül aşkın ardınca sürünürken
Meğer mâlihülyalara uçmuşum
Yıllarca şu zavallı yüreğimi
Yâr diye hayallerle avutmuşum
Sanma nefsim bu öykü bir mezarda bitecek
Kılıç gibi keskin sarp bir yol var geçilecek
Burada saz çalıp, zil takıp oynadın amma
Ki bugün bitse ömrün neyin var götürecek
Sen; Uykusuz sabaha bağladığım her gecem
Dilimde muzdarip bir dua, mahzun bir hecem
Sen nefsime vurduğum tokat, mukaddes bir gem
Manasını çözemediğim sırlı bilmecem
Bir yol aç bana nolur, sende hakkı bulayım
Zümrüdü ankam ol, yoluna baş koyayım
Sensizliğimle ben
İki eski sırdaşız
Yanlış anlaşılmasın
Sadece arkadaşız
Hüzün ortak yanımız
Gözyaşıyla haldaşız
Haydi yüreğim!
Ben çayı doldurayım
Sen de mırıldan bir şarkı
Sen, ben ve ayışığı
Mehtapta şöyle bir gece
Halleşelim gizlice
Gördüm iki ben varmış bende
Biri tende biri gönülde
Ayrılmazlar ve birleşmezler
Biri gündüz, biri gecede
Biri bazen hakka secdede
Biri gezer sözde hecede
Gönül savcı atanıp
Duygu hâkim olunca
Vicdan mahkemesinde
Fikir susturulur ve
Dili bağlanır mantığın
Darağacı hazırdır
Gönül hep yüz ister, karar kılmaz doksanbeşte
Doksanbeşi bulur da, gözü kalır son beşte
Ak düşer saçlarına dünyayı daha sever
Yaşı önemli değil, gönlü hala onbeşte
Bir gözün hatırına nice yüzler sevdik biz
Gül ki ey yâr, gamzene bir ömrü gizledik biz.
Bir gözün hatırına nice yüzler sevdik biz
Gül ki ey yâr, gamzene bir ömrü gizledik biz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!