-1-
Ölüm
İki şakak arası unutulmuş sonsuzluk
Tedirgin tetiklerde günbatımı
Ben üşümüş bir Pazar yaşıyorum
Dediklerime aldırma
Bir gürültüdür büyüyor içimde
Sokaklarıma yalnızlık saplı seni düşünemiyorum
Sensizlik bana dokundu
Şiir yazacaktım elim varmadı
Hem onu ben öldürmedim.
O akşam Aylinle beraberdik
Adımlarımız hafif içkiliydi
Biri dokunsa kristal bir kadeh gibi dağılabilirdik
Ama onu ben öldürmedim
Sonra hayal meyal bir sigara yakışımız
Tuale önce kırmızı vurdum
Bir intikam tutuştu içimde
Sonra Sarıyı vurdum yığıldı kaldı
En son gözlerin kaldı elimde
Denizler isyankardı gökyüzü nankör
İlle de mavi diyordu çizeceksek
Karanlık bir gece yaşıyorum farkında mısın
Yıldızlarımı çalmışlar
Sen beni inkar ediyorsun tüm gece boyu
Herkesin inkar ettiği lanet etiği şairi
Ağlıyor umuyum
Yanılıyorsun
Seni o yatakta öyle gördüm ya,
Yokluğun delice deşti bağrımı.
Bir jiletle parçalayıp attım tüm kinlerimi.
Beni böyle yıkılmış görsen, ağlarsın.
Ben solgun bir çiçek gibi sana gelirim.
Önce rüyalarıma girdin
Seni sensiz sevmeyi öğrendim
Yalnızdım.....
Ellerim üşümüştü kıştı
Yokluğun aklımı çeliyordu
özledim
soğuk gecelerde görev dönüşü
sıcak kollarında bulduğum huzuru
ve ne kadar kötü geçse de günün
sorduğumda gülümsemeni
şimdi yine
Her akşamüstü buluşabiliriz seninle
Sen beni martılarımdan tanırsın
Yada vapurlarımdan deniz kokan
Balıkçılarım denizden korkar bilirsin
Seninle her akşamüstü buluşabiliriz
Biz birbirimiz için yaşadık yıllar boyunca
Sen ve ben
Ve diğerlerimiz
Yakınlarda ben, uzaklarda sen
Hep birbirimizi düşündük
Birbirimizin ismiyle çağırdık diğerlerimizi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!