ben baharı özledim ya
güneşini içimizi ısıtan kanımızı harekete geçiren o baharımızı
nasıl çoşkuyla dolardık
içimiz içimize sıgmazdı
hatırlarım güzelliklerini
aşkdan yanardık
gizli saklı kalmışım ilegal bir yaşamın
ilegal sevdalarında ülkemin
düşlerim firara girmiş
sevdalarsa yasaklara
kavgamın ise doruklarına çıkmışım
ey saklı kent
ey saklı sevdam
sancıları biter elbet bu yasaklarında
ülkem seni sevdam gibi sararım
sevdamı ise ülkem gibi
savaş olan ülkemde barış adına
çocuklar yetişir
umut umut sevda sevda
ülkem ve sevdam
sizi seviyorum barışı sever gibi
devrimi sever gibi
uzak diyarlardada olsa
adın saklıda olsa seviyorum...
fatoş salman
türkülerin dilinden sana
selamlar yollasam
agit gibi nini gibi
agit yakan analarin
yüreginden seslensem
kaybolan yillarimin isaynini
çocukların halaya durdugu zamandı gelen
uzunca bekledikleri
acılarından arınmış çocukların
küçük yaşda kavgayı gören çocukların
sokaklarda topaç oynamak yerine
kan gördükleri keder gördükleri
sabah çayımı yudumlarken dalıp gitdim uzaklara
ta....çocukluguma nasıl güzel günlerdi o günler
kavganın içinde açmışdım gözlerimi
sokaklar nasıl çoşkuluydu heyacanla izlerdim gördüklerimi
neler görmüyodukki sokaklarda
öfkemi uyandırmaya çalışıyorum bu günlerde
ekmegimi elimden alanlara karşı
yıllarca suskunluga vurdugum öfkemi
her aldıgım darbede dahada sinmiş olan öfkemi
o nasıl bir korkuki
yıllardır uyur pasif sevimsiz bir renkde kala kalmış
önümde vurulup düşenleri vurdumduymazlıgım almış başını gitmiş
görmemişim yada görmek istememişim
hey gidi ben heyyy
hani nerde o devrimci ruhum denizlerden miras aldıgım
pasifize edilmiş yok edilmiş
olmuşuz masa başı devrimcisi
igneyi degil çuvaldızı batırıyorum önce kendime uyannnnnnn
sana verilen mirası dev ral
kurtul içindeki dışındaki esaretden
kendin için halkın için kalkkkk uyan be uyan
sokaklara çıkma vakditir şimdi
at üstünden ölü topragını karış alanlara haykır sloganlarını
iş için
ekmek için
özgürlük için
fatoş salman
güneşin olsam çabucak dogmak isterdim
yagmurun olsam dolu gibi yagardım
rüzgarın olsam deli poyraz gibi sürekli eserdim
ayın olsam yıldızları sererdim gecene
elin olsam hiç bırakmazdım elini
dudakların olsam hep gülerdim
çocukların halaya durdugu zamandı gelen
uzunca bekledikleri
acılarından arınmış çocukların
küçük yaşda kavgayı gören çocukların
sokaklarda topaç oynamak yerine
kan gördükleri keder gördükleri
dilekleri zincirlere sıgmayan asi kadın
bileklerine kelepceleri kim geçirdi
hani tutsaklık yokdu hani özgürdün
masum kentin masum yolcusu
hep isyan ederdin hayata
şimdiyse suskunlardasın hayata inad eden susmayan asi kadın
asıyorum umutları bir çamaşır ipine çok ıslanmışlar
mandalla tutduruyorum düşmesinler diye
olur a rüzgar çıkarsa düşürür kirletir
yada yagmur yagar ıslatır
öyle özenle yıkadımki yarınlara temiz kalsın diye
kurusun naftalinleyip sandıklara kaldıracagım
benden geçdi çocuklarıma miras kalmalı
umut umuduma iyi bak
onu korumak yıllarımı aldı
suya sabuna dokunmadan aldım sanma ama
umut özgürlükdü umut sabırdı umut yıllardı
bedelini agır ödedim
şimdi geridekilere bırakıyorum umutları
iyi saklayın
fatoş salman
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!