Zaman feleğin değirmeninde öğütülürken
Un ufak oluyor mutluluklar.
Gam tozu yayılıyor
Uzun bir yol hikâyesi benimkisi
Heybemde suskularla sarılmış,
kalbim'in ağzına yuva yapan
gece kuşlarını besliyor kederim
gözlerimin derinliğinde
bilinmez bir orman büyürken
omuzlarımı çürüten onca acı
Kızgın bir akşam üstüydü sere serpe serildim, çırılçıplak hüzünlerin bedensiz diline. Seyrettim Dünya’yı ismini bilmediğim yerden. Gelenler ve gidenler oldu ara sıra merakla bakanlar. Ayak sesinin getirdiği melodileri dinlettim onlara. Notalarında gizlenen bolca ağıt, bolca bencilliğin. Tabi benden başkası farketmedi ben geçtim hüzünden. Sonra acı su içtim keder denizinden. Ruhumu senle arındırdım ama gamsızlığın yaktı sinemi. Kirpik uçlarında ahsın şimdi.
Gidenlerin tortusunda zaman aşımına uğramış binlerce cevapsız soru, yılgın bedenler, çürümüş ruhlar, çaresiz fırtınalar ve kanadı kırık hikayeler. Birgün yüzüne çıkartıp temizlemeye kalksalarda nefes almıyor artık geçmişin ciğerleri. Silkelesende toza bulanıyor her soluk alışverişi.
ellerin morunda çocuk öpüşü
yerin karanlığını tekmeliyor salıncak çöküşü
bir baba kapaklanıyor ceninden düşen dünyaya
dünya arsız
eziyor pencere önünde konaklayan çocukları
ağdalı ağrı saplanıyor dağsız boşluklara
geceyi tırmalıyor
cinnet geçiren gözlerin ayak sesleri
sürgün şarkılar eşlik ediyor yıldızlara
gölgesi yansıyor pencereye
kaç ihtiyar düş intihar ediyor ay'ın şavkında
bir bilsen
Bir gölge düştü bencilce yaratılan cesedin üstüne. Kargalar tünedi , devden miras kalan taşlara. Balçıkta uyuyan keşlerin vurdumduymazlığı sardı evreni. Herşey ama herşey boşken, yeni yeni travmatik öyküler yerleşti yüzsüzlüğün can derdine.
Anne kaybı gibi..
Boyası badanası yapılmayan duvarların ahı asıldı pencerelere. Ketum ahlar dökülürken camdan izlediğim yol kıvrımlarına, zamansız Türkülerin sazı asıldı can hıraş daldığım uykulara. Kayıp düşlerle doldurdum içimin ayansız boşluğunu.
defalarca
bir fotoğrafa bakıp
gülümseyerek ağladım
sen bunun ağrısını bilemezsin
gece yarılarında
yüzümün ölgün gölgesinde
ruhuma çarpıyor dargın sular
zam'ana prangalanıyor
toprağına küsmüş menekşeler
kim bu içimde
yurdunu bilmeyen
mutlu yorgunluklar biriktiriyorum
her şeyimi kaybettiğim yerde
yitip yitip eksilerek
merhaba diyorum geceye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!