Zaman dediler yetmedi
Bedel dediler bitmedi
Uzakta kaldı tütmedi
Söyleyemedik bir kelam
Kafayı yedik vesselam
Meşakkatle dolu zaman-ı ahir
Çiçeği soldurdu, mahvetti kahır
Zulümler bünyeye eyledi zuhur
Kısıldı sesimiz, kalbimiz tekler
Kâinat gülleri makberi bekler
Güzel güldü diye güzeldir dedik
Gönlünü açıp da bakamayız ki
Tatlı sözleri var, özeldir dedik
Niyeti, gayeyi sökemeyiz ki
Hâl böyle olunca dövünüp durduk
Ruhumu sarınca ilham denen zat
İçerimden fokur fokur ses gelir
Gönülden kaleme hissedilen hat
Kavgaları vardır, bazen küs gelir
Benim diyen anlayamaz derdini
Sürüp gelmiş ta eskiden bu yana
Eğer hissetseydi çökerdi dağlar
Hicran cenderesi düşmüş yakama
Kalemim anlatır, kâğıdım ağlar
Geceymiş, gündüzmüş fark etmiyor ki
Hanımefendilik düsturu olmuş
Yüzünde edebin belirtisi var
Hayâdan ve ardan sükûta dalmış
Endamından yüreklere su akar
Melek değil tabii o da bir insan
Nasıl düştüm bilemedim tongaya?
Bir oyun çevirip kandırdı gitti
Gelmezdim normalde ketenpereye
Sırt üstü devirip kandırdı gitti
Aklım uçmuş, göremedim gerçeği
Elbette bir gün sen de beni anlayacaksın
Bir beşere yürekten âşık olduğun zaman
Duygularımın manasını kavrayacaksın
Gönül dergâhında kendini bulduğun zaman
Pişmanlık çanlarının çalmaya başladığı
Çok güzel bir üçlü olduk
Karanlık, sessizlik ve ben
Birlikte huzura daldık
Karanlık, sessizlik ve ben
Samimiyette birleştik
Düz gibi görünen, özünde eğri
Yemyeşil bahçeler, meğerse kuru
Tuhaf gelir bana eskiden beri
Benliğim zamanla değil barışık
Bugün de vaziyet karmakarışık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!