Bu kaçıncı bahar, bu kaçıncı hazan?
Ne bu bekleyiş anlayamadım canan! ..
Kar yağdı saçlarıma, karardı cihan,
Eyvahım var! yaktın beni be Güzelce...
Bir garip aşıktım, ben kendi içimde,
Seni göreli; bir başka olmuşum!
Yemedim içmedim hiç ben Fâcire...
Ummadık anda bir aşkla dolmuşum!
Sevmedin görmedin hiç sen Fâcire...
Aşkınla ben seyyar meyhane oldum,
Köhne zaman; günleri koynuna alıp
Her güne bir başka ayrılıklar katıp,
Mevzisini tenimize yapıp yapıp.
Lahzayı bozup bozup, gösterir yıllar...
Ne yaparsan yap gizler olur herşeyi,
Demek ki demimizi daha almamışız demlikte ki çay gibi...
İçilmek için acele etmeye gerek var mı? Su gibi...
Sanki evvel ki yaşantımda ki iyiliklerimin kazancıydı bu dünya!
Melek ruhuyla etrafımı sarmış insanlarla uyandım bu hayata. Hepsi birbirinden önemliydi elbette ama ismiyle müsemma Ruhunun zerafetinde Nerminlik beden bulmuş bir ablam var; Adı Nermin.
Okumayı öğrendiğim o yıllarda Şiirleriyle hayattan bir yol edindim. Yıllarca onu yaşadım, onu tanıdım, onu hissettim, onu dinledim, onu okudum. Bir örnek teşkili ablam. Her güzel şey onda birikmiş. Biz onu tanıdıkça o yeni güzellikler katıyordu kendine ve Bu birikimi çeşit çeşit çevresine dağıtan bir distribütör gibi.
Yaşım Otuz beş, son yıllarda ''anlatmak'' kelimesini ''yaşamak'' ile yarıştırdığım çok oldu. Tarih kitapları mı Coğrafya kitapları mı Sözlükler mi dersiniz geçmişten günümüze, dünyanın bir ucundan bu ucuna ölçümler, misaller, kelimeler geliştirdim ama yine anlatamadım. ''Seni yazmak, Seni anlatmak'' diye başlık attığım şiirlerin başlığında kaldı hep, Yaşanıyordu da anlatılamıyordu. Rabbim bize anlatmıştı da yıllar geçtikçe biz anlıyorduk. Yıllar geçtikçe de anlayacağız. ama içimdeki şarkıları şiirleri okuyamayacağım. Sadece adıyla sesleneceğim ''Nermin ablam'' diyerek...
Yine pes ettim...
Dedim ya anlatamıyorum diye.
Türkçe dersinde hep senceyi işlerdik,
Beden dersinde sana bakmayı,
Tarih dersi senli zamanları anlatırdı,
Coğrafya dersleri senin oturduğun mahalleyi ve evi gösterirdi, Çünkü aklım hep sendeydi...
Hiç unutmam bir gün Resim öğretmenimiz, en sevdiğiniz arkadaşınızı çizin derdi.. Ben hep seni çizerdim.
Seninle geçirdiğim altın vakitlerimden;
Altın kaplamalı yalnızlıklar yaşıyorum...
18.07.2017 / Fatih Efe
Yeni doğan bebeğin annesini hissetmesi gibi,
Daha hayatın ilk anlarında gülmeyi keşfetmesi gibi,
Görmeleri, duymaları, tatmaları öğrenmesi gibi;
Seni gördüğüm an'larım, Sana olan gibilerim...
08.08.2017 / Fatih Efe
tek kelime ile TEBRİKLER :)