Hiroşimalı hüzünlü kalplere sürgünüm.
Sonra geçerim kederlerden beyaz düşlerimle
Buz dağından yalnızlıkları aşarım.
İpek böceği gibi örerim ağlarımı.
Mutluluğa, güzele, sevgiye yürürüm.
Yürürüm içimdeki hisli duygularla.
Trampet kalbimle dolacağım huzuruna.
Bir kağnı olacaksın yorgunluğumun beşiğini kıran.
En soluksuz türküyü gözlerim haykıracak.
Yaşam ırmağında közlenen sayfalarıma bakacaksın.
Dalı kesilmiş düşlerimin girdabına soluksuz dalacaksın.
En boğuk nağmemin suya düşen akislerinin kıvılcımlarını tadacaksın.
Renkler; akan hayatın renkleri…
Mutluluğun, huzurun, kasvetin renkleri...
Sevginin rengini sunarım sana.
Masumiyetimin rengi bembeyaz…
Duygularımın rengi masmavi sonsuzluk kokar.
Gülüşüm ayva sarısı…
Kal desem yar desem…
Beni sevsen sen desem…
Gelmezsen, gidersen…
Sensiz biterim yar desem.
Gülmezsen, ağlasan...
Sevgili sen şimdi yıldız olmaya mı gideceksin?
Ruhunun ışıklarını unutarak.
Zaman çıkrığına gülümseyeceksin.
Kalbinin dağlarını aşamayan;
Güneşini söndüreceksin benliğinin.
Sesten kopan çığlıklar
Diri, tok, gerçekçi…
Meyveler kadar tadı var
Ağaçların yapraklarındaki ölümdür
Kuşların ötüşlerini silen tuzaktır
Köklerini arama
Bir çığlığım ruhuna söylenen.
Beni dindirir misin sevginle?
Şimdi ormanı çalınan dağım
Bağrı yakılan ülkeyim.
Ağları yırtan balık gibiyim.
Yüzemem toplumun kurallarıyla.
Güz görünümlü yalnızlığımı tadarım.
Kaç umutsuzluk sapağında unutulan sevgiyim
Kalbimin maverasına sinen tenhalık.
Duygularım acının volkanik dağdağası.
Can yoncamı yoldu insanlığın mezalimi.
Bakışların o kadar derin ki kır çiçeğim…
Avcılar avını kaybeder bakışlarında.
Mahkumlar isyan çıkarır.
Umutlar salıncağını kırar.
Kuğular göllerde yüzer ölmek için.
Acılar tazelenir her dem.
Bahar yelim;
Sensizlik o kadar derin ki…
Çığlıklarımı yorganlarda gizliyorum.
Mahkumluğumu dip kuyularda.
Her düş kırıklığında, suya düşen yaprağım.
Özlemlerin gözlerime çığlık çığlık bulaşıyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!