Ten kafesim çığlık çığlığa.
Bir gül yere düşmüş olmalı.
Bir ölüm orucunda.
Bedenim toprağa sinmiş olmalı.
Dillerde yaşam kadar gerçek ölümün ağırlığı.
Yıldızlar kalbimin türküsünü söylüyor sana.
İçimde tüten dumana çiçekler diktim.
Kuruttular içimdeki çiçekleri.
Beni bana tutsak eylediler.
Cebimde umutlarım...
Kaçtım delice hayallerimle.
Bir hazine kaybettim.
Sonra vardım en dip noktalara.
Vardım acıların köklerine.
Susuzluğunu çektim acının.
Sabır memesini emdim yaşamın.
En tatlı gülüşte bile yalnızdım.
Yüzüyorum sensizliğe.
Yüzüyorum renksizliğe, şekilsizliğe.
Gölgeleri içiyorum en kahkahalı halimle.
Yaşam buzdağı sevdiğim.
İçimin nehrisin metanetimin.
Su;
Nasıl akıyor hırçın hırçın.
Mekanlar kopan parçaları vücudumun.
Ekmek;
Tadı sahipsiz bir türkünün dirilişi.
Zaman;
Kırılan bir daldık yaşam öykümüzde.
İçim içimdin sığmazdın içime taşardın.
Renkler benden şekil alırdı.
Ben dönüşü olmayan mevsimlerimden.
Dalları olmayan yarınları yaşardım.
Cıvıl cıvıl gözyaşlarım akardı ezgili nağmelerle.
Keşfedilmemiş bir benliğim Anadoluyum.
Gece fistanından yıldızlar döker hüzün doluyum.
Yüzsüz dokunuşlardan…
Sevgisiz mevsimlerden…
Güneşe bakmayan gözlerden…
Göğe doğru el açmayan yüzlerden…
Ben yaşamak kokarım.
Sözcüklerim sökük dökük bu gece,
Hak yolunda dökülürüm sokaklara.
Halk olurum sapan yerim.
Kurşun yerim.
Ben sevgi kadar kutsalım.
(Sevgisiz her insan eksiktir.)
Gölgeleri içilmiş çocuğuyum kayıp kentlerin.
Derisi yüzülmüş sokaklarıyım ayrılıkların.
İlaçsız yaşarım; dökülürüm.
Mekan ve zamanın iltihaplı mevsimiyim.
Kara tabut olmuş kalbim.
Düşler yasak!
Ölümden bir sofram var.
Yemek yasak!
Kalbimi deler bir kuş.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!