Sakın beni öldürme.
Çünkü ben, krom kaplamalı tutmaçlardan salınan bir atlet bedeni değilim.
Ne güçlüyüm, ne vurdum duymazım.
Sabahları kahve içmem.
Peynir, zeytin yumurta yerim.
Akşamları gülümsemelerin cam ekranlardan görülebildiği kafelerde gezmem.
Ya Alah, Ya Muhammet.
Ey şehitlerimiz,
Eyy yüreğindeki imanı mühürleyen erlerimiz.
Sizler, bizim öncülerimiz.
Bizler kimsesiz değiliz,
Bu hayat bir simülasyon bile olsaydı
Oradaki tek gerçek anne olurdu.
Sevgi denen şey hiç olmasaydı eğer.
Sevgi kelimesinin karşılığı anne olurdu.
Beni anlamayacaksınız .
Saygı duyacaksınız, belki seveceksiniz ama asla anlamayacaksınız.
Sonunda beni hep beraber boğacaksınız.
Hem de sarıldığınızı zannederken olacak bu vurdumduymaz acımasızlık.
Siz bir dağsınız!
Hayatın fırtınalarının çarpmaktan korktuğu.
Ey uçan halım
Beni nura götürecek misin?
Nur nedir?
Nur,
Nur O'dur, Ondandır.
Nur kanatsız rüzgarların kandillere üflediği ninni gibi güneşi var edenin melteminden gelen rayihadır.
Varlığın yokluk denizinde bir deniz feneri olduğunu bilmezdim.
Bir deniz fenerinin uzaklarda yanıp sönen bir dikkat sinyalinden fazlası olduğunu.
Bazı akılsızlar gibi sadece bir ışık hüzmesi zannedip, ardındaki eşsiz ve yüce mimariyi akletmezdim.
O dağdağalı ve zifiri denizin ortasında sürükleniyorken, uzaklardan yanıp sönen ışığının, gözlerimden içeri alan hayatın ışığından daha sönük olduğunu hissetmezdim.
Vaz geçmedim!
Yapay zeka robotların işgal ettiği ve bizi köle ettiği bu yüzyılda insanlığımdan vaz geçemedim.
Biz ürettik, biz türettik ama onlar bir gün isyan etti...
Önce sevindik, protokollerinde adalet vardır dedik...
Her adımda düşene ne denir?
Her iddiasında kaybedene...
Hep kaybedene ne denir?
Tabiri caizse
Tuttuğu elinde kalana
Dünya'nın en güzel zamanları yok muydu sanıyorsunuz?
Hani herşeyin klasikleri vardır ya?
İşte Dünya'nın en okunası hayatları geride kaldı.
Şairler gitti, şiirler bitti.
Zaman klasikleri.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!