KAR VE SEN
Dağlar, denizler giymiş beyaz kürkünü.
Şehirler, cadeller, sokaklar ve evler çırılçıplak terkedilmiş halde karı bekliyorlar.
Ben de, bütün benliğimle , tüm bendenimle çaresizliğin, umutsuzluğun ve mutsuzluğun iplerine bağlanmış halde seni bekliyorum gelip çözesin diye.
Geldin işte !
Duygularıma eşlik eden şarkılar vardır ve hiç bitmesin isterim.
O şarkılarla esmer akşamlarda yıldızların izleyici niteliğiyle gün ağırıncaya kadar dinlemek isterim.
Güneşin doğuşuyla yüreğimin ellerinden tutup aydınlık gündüzlere yürümek isterim.
Bir sen, bir de sensiz gecelerde...
Yokluğunu da bir gün alıp başımdan gidersin diyeydi bu korkularım.
Sırlarım ellerinde, sevgim kalbinde bir vakitte ezersin diyeydi bu şüphelerim.
Acılarım gözlerinde, öfkem dilinde bir zaman anlarsın diyeydi bu çırpınmalarım, el ayak üstünde
Hasretim bedeninde, yüreğim gönül gözünde bir gece görürsün diyeydi bu körlüğüm.
Lerzî
Ah ! lerzi bir bitmedin.
Gelip de göremediğim vedalara, yarinlara umutlara tarifimsin.
Sozcuklerle dolu dusuncemsin lerzi.
Sen, bana bakabilirsin şimdi.
Kimse görmeden, iğne atsan yere düşmeyen insanların içinde.
Gökyüzüne gülümse, benimle kal diyen gözlerimle, üstümüze örtünmüş mavi göğün altında.
Şu sevdiğin ellerimden tut, öp beni yanağımdan herkesin gözleri önünde.
Merhaba bugün !
Dünü pişmanlıklara verip, yarını sakınlıkla beklerken, tutamayacağım sözleri taşıyamadığım kalbime bıraktım.
Kalemin özlemini çeken kelimelerimi, mürrekep iziyle asacağım askıya, geceye veda ederken.
Merhaba bugün !
Dünden kurtulup, yarına yorgunluğumu satacağım uzaklara.
Mutluluk ; yüreğinde ilkbaharın umudu, sana anlatılmış masum bir hikâye, gözlerinde eksikliğini aratmayan sevgi buğusu.
Elinden gelen fazlasını dilemeyi, sen yokken seni varetmeyi kalbimde.
Sen olduğunda razı gelmek hatıralarına, susmak gitmelerine, dönmen mucizelerde saklıyken.
Hayattan yok olmak korkusu, avutucu sırları işitince meraklanan duygulara göz yumarken, ufak bir şüphe duyumsar benliğim.
Kirli avuçlardaki sevgileri anımsarken, devasa zamana susardı yüreğim...
Kararmış hüzünleri yaşayan kalbim, kederini içerken, mutsuzluk yıkmaya, yakmaya yemin etmiş gibi acı vermekten haz alıyordu.
Dertlerinden utanan bedenim, idamına yaklaşırken, devayı zamanın her deminde arar dururdu,
İmkânsızlığın boyundurluğuna girerken.
MON AMANT
Elhan-ı şita'm oldun seni dinledim dinleyeli.
Ah mine-l aşk'ım oldun seni sevdim seveli.
Mai ve siyah'ım oldun seni hayal ettim edeli.
Letaif-i rivayet'im oldun seni yazdım yazalı.
Kanat oldum sen kuşuma, uçardım gökyüzün seni andıran maviliğine.
Düşerdim avuçlarına kar misali, ağlardım saçlarına yağmur gibi,
Gülerdim dudaklarına, güneşin ışıltılı yansıması kadar.
Sonra uğrayacak mutluluk bize, unutmayacağımız anıları yaşatacak kendi elleriyle.
Ak saçlarımı gezecek ellerin, süsleyeceksin öpücüklerinle alnımı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!