‘Ben senin yurdunum;
belki hiç kimse değilim
ama istediğin her şey olabilirim.’
Günler kısalıyor,
Ne gam yeniyor bizi,
Ne de horozun öttüğü saate dek içtiğimiz içki,
Masanın bir ucundan diğer ucuna uzayan,
Şakırtıların izi,
Hangi dilde rüya görürsün?
Ve konuşulunca bozulan şeyler gibi,
Bir vardık, bir yarısında kızgındık, rüyanın,
Ve burada değilse, nerede?
Kimse görmeden,
Duymadan,
Affederiz,
Herkesi.
Bir sanrı, gece boyunca,
Döner dolanır,
İlk büyük aşkımın yanında duran,
Vahşi olandım ben,
İki bulut ya da
İki dağın arasından,
Yaklaşınca uzaklaşan milyon insan arasından,
Seçiyordu beni, o da,
Geri dönmeye ya da
Kaçınılmaya değer olmadığımdan,
O olmadığındandı işte yaptıklarının hepsi.
Ama yıldız çanlarıyla dolanan,
Sustum ki bir hayale kapılanlar,
Onlarla aynı düşündüğümü sansınlar,
Sustum ki hayalleri yıkılmış olanlar,
Onlarla aynı şeyleri yaşadığımı anlasınlar,
Sustum ki hüzün içinde boğulurken, onlar,
Aynı şeylerden umudumu yitirdiğimi bilsinler,
Açık denizde,
Bir sesin eşliğinde,
Geceyi düşünüyorum şimdi,
Ya da geceleri mi demeli,
Genç, orta, yavan,
Sonunda,
İhtiyacın olduğunu hissettir,
İlgilen deli gibi,
Dürüstlük ve açıklık,
Ön planda tut,
Işıldarsam,
Kollayıcıdır, kalbin senin,
Şu hiç incitmeyenler,
Neyin nesiyse,
Ya da her neredeyse,
Verimsiz bir soluğun ve de öylesineliğin şu çağında,
Aksini anlatması mümkün değilse, öyle olsun,
Tuhaf, Döküntü bir duvarın oluğunda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!