Ne senin savaşlarında
nede yandaşlarınla,
olmak ve ölmek
istemiyorum.
Bırak yakamı
be ölüm,
yok etmek için
günlerin getirdiğini
sere serpe sermiş
ümitleri
bir genç kızın özenli,özenti
çeyiz sandığı gibi
Şimdi gitmek zamanıdır,
Düşünmeden,durmadan.
Tereddütsüz gitmek,
Geride kalana,
Ardına bile bakmadan.
Şimdi gitmek zamanıdır.
Güneşe çizdim tüm resimlerimi,
Aydınlatsın diye yüreğimi.
Biliyordum aslında,
Akşam olunca silineceğini.
Yinede boyadım ruhumun fırçasıyla,
İçimdeki tüm renkleri...
Bir binanın kuytu,karanlık gölgesinde
Sığınan,barınan beyaz güvercinler.
Gürültülü,arsız,kirli bu şehirde
Sessiz,saf,yalın ve temizdiler.
Söyleyin kendini güzel sanan o hatuna,
Çok daha güzellerini gördü bu dünya.
Salt güzellik yetmez tek başına,
Şahsiyet,zerafet,bilgi,ahlak da ister yanında.
Mümkünse sergilesin mevcutsa düsturunda.
Görünmekte değil,görmektedir mana.
Saatlerin ilerlediği
İleri bir zamanda
Çocukça heycanlar
Endişeler sarıyor her yanımı
Anneme yakalanma korkusuyla
Düzeltiyorum hayattaki
Sen gittiğinden beri
değişti herşey.
Değişti iklimler,
değişti toprak.
Gündüzler kısa,
geceler uzun
ölüyordu kadınlar bir bir
her gün tarihin her yerinde
bazen cadıydı,bazen fahişe
katlediliyordu bazen
sırf anne,sırf güzel,
sırf eş,sırf sevgili
Kalbi kırık kırk kadın gibisin,
ayrı ayrı acılarda hikayelerin.
Yalnızlık,aldatılmışlık,
yanlış anlaşılmışlık.
Çabalarda yorulmuş yüreğinde
Ne izi kalmış ne yeri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!