diyorum ki bazen
biraz geç kalsaydın bana!
ben zili çaldığımda
sen o kapıyı hiç açmasaydın..
karanlığında bir şehrin,
ortasında kalsaydım.
Birkaç satırdı aslında içimdekiler;
Bir haykırış ve bir sevmekti bendekiler,
Alır alır giderdim kendimi,
Bir yanımda hep bir Barış
Öte yanımda hep bir Sezen şarkısıydı heceler..
kimisi bir amaç uğruna savaşır çevresiyle,
kimisi amaçsız yaşar kendiyle..
kimine yol alıp gitmek hikaye gibidir,
kimine ise asıl yol yapmak hikayenin kendisidir.
savaşıp kazanmaktan ziyade,
el senin
dil senin
göz senin..
kurmak istersen hayal;
görmek istersen gerçek senin..
seni düşünüyorum,
sen ise başkasını..
işe bak sen,
başkası da bir başkasını..
..
öyle gidiyor;
bir yol lazım bize,
aynı şeritten
aynı istikamete giden..
biraz sabır
biraz aşk isteyen..
ipleri verirsen bir kez karşı tarafın eline;
urganlardan hapseylesen onları nafile..
şimdi lafların bir önemi yok!
göz dersen;
onlara da nazar değeli oldu çok..
Sevgi tutsaklığını yaşıyoruz şimdilerde.. Yarınlara bir adım atmadan önce hep bir önceki günümüz aklımıza geliyor. Işıltılı aşklarımızın fısıltılarını duyar oluyoruz. Aslında duyduğumuz fısıltı çığlıkları oluyor. “Keşke”lerimizin mahkumu oluyoruz hep.. Yarın cümlelerinde işte bu yüzden “belki”lerimize yer veriyoruz. Üzmüş ya bizi bir şeyler; kırmış ya bizi birileri.. Onun için daha bugünden yarın gelecek olanlar için birer suç yaratıyoruz; hem de bizde geçmişe dair hiç bir suç teşkil etmemişlerken..
“Olmadı, yapamadım, unutamadım” formatlarıyla sesimizi duyurmakta arıyoruz zaman zaman kayıp aşklarımızı.. “Ben onu çok sevmiştim; ona çok değer vermiştim..” deyişlerimiz artık bizim gerçek avuntularımız olmuş. Dündü lakin yaşananlar.. Ve dün yaşadık diye bugün yaşlarımız var ya gözlerimizde bizi yarındakine umutsuz baktıran..
Kurtulmak çok mu zor şimdi bunlardan; buhranlardan çıkıp gitmek, kaçmak belki, çok mu zor? Neden kendini bıktırır ki insan! Hadi üzülür, sıkılır da neden kendini kendinden uzaklaştırır ki.. Sonuçların değişmesi için başlangıçların zaten değişmiş olması gerekmez miydi? Ama yanılır insan; yanılırız.. Başlangıçlardan önce kanmışızdır zaten yalanlara.. Bakışlara biraz; biraz düşlere.. “Alışkanlık” olmuştur adı sonraki sahnelerde. Ve kırılır insan vakti gelince; eksik kalır kimi de.. Ama yarın gelecek olanın, yarın yaşanacak olanın hiçbir günahı yoktur, tıp ki suçu olmadığı gerçeği gibi..
bak nasıl görünüyor dışardan bakılınca;
sen bana bir fazlası,
ben sana hep bir başkası!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!