Dalgın bakıyorsun dediler.
Her resminde bir hüzün akıyor.
Yüreğim dedim efendim yüreğimde.
Hüzün ev sahibi, mutluluklar misafirim...
..
İro roci bist buye........Bugün oruç yirmi oldu
Ro bı ömrême çuye...Gün ömrümüzden gidiyor
Ki tıştê baş çê neke...Kim güzel şeyler yapmazsa
Paşi dıbên ev kiye.....Sonrasında diyorlar bu kimdir
..
Gelo dıne bızanın, xelkı sövrek düxinê,..............Tüm dünyalılar bilsinler, Siverekli okuyor
Verın cem me nasbıkın, paşi nebıjın kinê,.........Gelin yanımıza bizi tanıyın,sonra demeyin kim bunlar,
Cari tari naxwazın, em düxwazın ronahi,.........Hiç bir zaman karanlığı istemiyoruz, biz aydınlık istiyoruz.
Ev kı kıtep naxuni, mala va veka şinê................Kitap okumayanların evleri yas evi gibidir.
..
Mutluluk nedir diye sorsalar, şu an vereceğm cevab; gecenin 03’ünde başını camdan dışarı uzatıp, gök kubbenin hala yerinde durduğunu, ve muhteşem göründüğünü, görmüş olmam olurdu. Kainatta ki bu muhteşem döngü (tesbih) için sana şükürler olsun Allah’ım!
Bu gece erken uyumuştum, garip bir rüyanın tesiri ile uyandım, baktım saat; iki otuz..Tesbihimi aldım elime, bir tur İhlas suresini döndüm, vakitlerin en güzeliydi, hamd ettim ve teheccüde durdum. Daha sonra sokağa bakan penceremi araladım ve gökyüzünü izledim bir süre, tek bir yıldız ve dondurucu bir ayaz vardı. Yüzüme çarpan o sert ve mis gibi havayı ciğerlerime çektim. Sokağın sessizliğini dinlerken, şükretmemiz gereken ne çok şey olduğunu düşündüm. Tüm evlerin ışıkları sönüktü, sokak lambaları hariç.. Kediler bile ’kendilerine çoktan bir kuytu bulmuş olmalı’ diye aklımdan geçirdim. Her ev kendi kederini büyütüyordu, yarından habersiz.. Ve ’gece’ ki, o muhteşem örtü (yaradana şükürler olsun) Tüm asaleti ile günahlarımızı kuşatıyordu. Ellerimi kaldırıp, avuçlarımı semaya açtım, bir kaç kelime fısıldadım öylece.. Bir yolcuyu bekler gibi, ben ve pencerem, hüzünle kapandık içimize.
Dilruba 28 Aralık 03:40
..
DIŞI BOYANMIŞ,
KÖHNE BİR EV GİBİYİM
BAKMAYIN DİK DURDUĞUMA
HER AN YIKILABiLiRiM
..
Bu dünyada her insan, biliniz ki kiracı,
Ev sahibiyim diyen, nasıl olmaz yalancı,
Herkes mutlaka bir gün, terki diyar edecek,
Her kapıyı çalacak, tadılmayan bir acı.
..
Xwede jı mera besê,
Ew bê kesira kesê,
Ki kesira kes nabe,
Ev mirova nekesê.
..
Ar ketiyê welatê me
Ev çen sale ne ditime
Bê wi mamı fetısime
Diyarbekır Diyarbekır
..
Hezkırın nebê jı kesira Cennet tünnü,
XANİYA BI HESKIRIN, HUN BIZANIN VEKA ŞİNE,
ÇAMURI MİROVA BI HESKIRIN LIXISTİNE,
Ev kı mirova hez nakê fıtratıra düjmünü.
..
Ev kiye zaf düxwine,...Kim sürekli okursa,
Jı vi xrabi naye,.........Ondan kötülük gelmez,
Mirovi ke naxwine,.....Okumayan insanın,
Destı vi tıji xune........Elleri hep kanlıdır
..
Yüreğimin, beynimin uyuyamadığı gecelerde, gözlerimi uykuya yumsam ne olacak ki. Başımı raylara koyar gibi koyduğum yastıkta senin tren gibi gelişine razıyken, yokluğun boynumu koparmakta. Canımı yakmaktasın. Gözlerimi yumarken uykuya, sensizliğe uyanmak korkusu bana ölüme gözlerimi kapamaktan daha kötü gelmekte. Sensiz yaşamak ölüme gözlerimi kapamaktan daha ürkütücü. Yüreğimde ve beynimde ahşap bir ev gibisin ve seni düşünmenin kapı gıcırtıları, ayak sesleri uykumu kaçırmakta hatta aklımı kaçırtmakta. Bir teselli veren düşünceyle trabzanlara tutunur gibi sana doğru çıkmaya çalıştıkça, kendimi merdiven boşluğunda bulmaktayım. Ah sevgili yüreğimdeki boşluğun ölüm odası gibi. Sopsoğuk bir duygu yaşatırken bana, saçların tül gibi savrulmakta yokluğunun ölüm odasında. Su dolu vazoda kuruyan güller bile benim kadar cansız değil. Nedir bana uykusuz gecelerde böyle bıraktığın? Sen gün gibi iken ben gece gibiyim ve aramızda her gün doğuşu kan kızılı rengiyle durmakta. Sana olan hasretim sabahın en soğuk saatinde yüreğime bir buz parçası gibi saplanmakta. Uykusuzluğumu yok say. Peki sensiz geçirdiğim gündüzlerimde gözlerimin haline bir bak. Uykusuzluk bile seni görememenin verdiği dehşetin yaptığı izleri yapamaz gözlerime. Öyle bir iz ki gözlerimdeki, sanki bir ölünün mezardaki ilk göz bebeklerinin akmasına benzer. Bana ne yaptın sevgili. Diğer sevgililerin yağtığı gibi bari beni yüreğimden vursan. Sen tüm geceleri kurşun gibi eritip gözlerime akıtmaktasın. Beni aşkın kör zindanlarına atmaktasın. Yokluğun ateşten lav beğenmek gibi. Yokluğun küçük ayak parmağımı dolaba çarpmak gibi. Yanarken de kıvranır ise ayak parmağını incittiğinde de. Sen her şekilde beni kıvrandırmaktasın. Her durumda canımı yakmaktasın.
..
Bavımın Adem,Diyamın Hava,
Zaroke vanın, dıbem jı tera,
Gühdar be ev gotınamın raste,
Em derın axe mebıje çava.
..
Beklenmedik bir zamanda sebepsiz
Gittiğinden beri kaldım kimsesiz
Mutsusum, üzgünüm, kırgınım sensiz
Ev sessiz, ben sessiz, kaldım nefessiz.
..
Alışamıyorum ev sessiz
Dayanamıyorum ben sensiz
Eli kolu bağlı habersiz
Bekliyorum
..
Em goştı nenuka nının,.........................Biz et tırnak değiliz,
Ev goşta kinı, nenuk kinın,...................O et kimlerdir tırnak kimlerdir,
Em düxazin bıratiyı,..............................Biz kardeşlik istiyoruz,
Veka goştı hestiyabın..........................Et ve kemik gibi olalım.
..
"başımı sokacağım bir ev" mevzusuna
"başımı sokacağım bir dünya" meselesini
hallettikten sonra geleceğim!
..
Yaralama beni, ben zaten sana yaralı gelmişim.
Yüreğine konan kanadı kırık bir serçe misali sana sığınmışım.
Can evime misafir değil, ev sahibi ol demişim.
Daha fazla canı ne kadar yanar ki diyerek sınama, yaralama beni...
..
Dınê jı kesirê naminê
Bıben ew çı teq raqa weye
Be xwedê ki heye namırê,
Jı gıştira ev mırın heye
..
Erkekte nor kadında adrenalin hakimdir,
Erkekteki "em" eki at, avrat, silahımdır.
Modern insan ne ettin? Kadına sen ne ettin?
Halbuki kadınınki ev, çocuk, mutfağımdır...
..
- Bir bahçeden gecenin geç saatlerinde armut çalarken ev sahibine
yakalanan iri yarı adam utanır ama bahçe sahibi yaşlı adam gülümseyerek
- Ye kardeşim ye...der. - Helal olsun..Armudun iyisinden anladığın nasılda
belli oluyor...
..