Akvaryum ve oda
Oda ve ev
Ev ve sehir
Sehir ve ülke
Ülke ve planet
Planet ve günes sistemi
Günes sistemi ve galaksi
..
Yıllarca çalıştı çabaladı
Yakasının iki ucunu
Bir araya getiremedi
İşçi oldu ezildi
Hanım oldu üzüldü
Günün birinde emekli oldu
Rahat edeceğim sandı nafile
..
Annesi babası gariban olduğu için okula gidememiş küçük boyacı çocuk körpecik yaşta almış omuzuna boya sandığını fırçasından başka oyuncağı olmamış köyünde kahvehane önünde ayakkabını boyayım’mı abi diyerek aslanın ağzından ekmeğini almış küçük boyacı çocuk
Bir gün aç bir gün tok yıllar su gibi akmış askerliği gelip çatana kadar
Her vatan evladının askere giderken yaşadığı heycan ı sevinçle yaşamış on sekiz ay vatanına
hizmet ederek vatan borcunu ödeyip memlekete geldiğinde hayatı kopan yerinden tutmuş
Eş dost yardımıyla evlendirilmiş gayet normal onunda hakkıydı evlenip çoluk çocuk sahib olmak
..
Hilâl eve geri döndüğünde Arzuyu biraz tedirgin bulmuştu.Arzu Hîlâlin ev arkadaşıydı,bir yıldır beraber kalıyorlardı.Daha önceden tanışıyorlardı elbet,Arzuyla Hilâl üniversite yıllarından beri arkadaştılar.Arzu izmirde göreve başladığını Hilâle söylemiş o da Arzunun yanına gelmişti.Arzu Fransızca öğretmeniydi.bir buçuk yıldır izmirde göreve başlamıştı.Bir özel okulda ders veriyordu.Hilâlle beraber bir yıldır çok güzel bir ev arkadaşlıkları olmuş,bu zaman zarfında birbirlerine iyice alışmışlar kardeş gibi olmuşlardı.Arzunun mankenleri kıskandıracak bir güzelliği vardı.Uzun boyu,masmavi gözleri,diri vücudu,sapsarı saçlarıyla bir peri kızını andırıyordu.Fakat bu güzelliğini birçok erkeğe defalarca kullandırmış,biraz geniş bir kızdı.Hilâl onun bu rahat tavırlarından arasıra rahatsız oluyor,bunu kendisine söylemesine rağmen Arzu gevşek yaşantısından vazgeçemiyordu.
Arzu yine bir erkeğin hışmına uğramıştı o akşam ve canı epey sıkılmıştı herhalde,daha Hilâl evden içeri girer girmez,o kendini haklı çıkarma telaşındaki bakışlarını atmış,Hilâlin selam vermesine bile fırsat vermede3n
--Bundan sonra hiç bir erkeğe güvenmicem,hepsi aynı bok,kırılıp dökülüyorlar,zarif sanıyosun,farklı sanıyosun,sonra üç dakikalık zevk için.....
---Gene ne oldu
---Ne olacak şu muhasebeci çocuk yokmu
--Emre
--HII
..
Şu eşsiz okyanusta bir damlaya razıyım
Yarının ev sahibi, dünyada kiracıyım
..
Ben Anadoluyum.Binbir fidan yetişir toprağımda,her türlüsü vardır bağım da bostanım da.İnsanlık için ne dilersen.Toprağımın mayasında sevgi var,insan aşkı var,doğa sahipliliği var.Düşünce merkezinde insanca yaşam var.Toprağımda kötülük tohumları filizlenmez,çürür yok olur.İnsanlığa zararlı tohumlar yeşermez toprağımda.Ben Anadolu'yum,Anadolu toprağından filizlendim,köklerim Amadolu toprağında damarlaştı,yer tuttu,büyüdü,olgunlaştı,meyve verdi,dal budak saldı yeryüzüne.Ben anadoluyum,Anadolu toprağıyım ben.Damarlarımda ki canlılık bu topraklardan beslendi,büyüdü,gelişti.Ben Anadolu'yum nice medeniyetlere ev sahipliği ettim çeşitliliğim ondandır.Bahçemde güller,nergizler,menekşeler,gelincikler,papatyalar yani doğanın binbir çeşit çiçekleri yetişir.Güneşimle,yağmurumla,suyumla bağrımda onlara yer vermişim filizlendirmişim,kök tutturmuşum,çeşitliliğim ondandır.Ben Anadolu'yum..
Yaşadığım ülkenin sınırlarını tel örgüler değil sevgi kuşatsın isterim,sınırlarda kan barut koksun istemem gül çiçekleri açsın gül koksun isterim.Ben sınırsız ve sınıfsız bir dünyada çocuklarım yaşasın isterim,ben gelecekte insanların yaşamında sınırlar olmasın isterim.Tüm insanlığın özgürce yaşamasını isterim.Dünya tüm canlıların ortak malıdır her canlı eşit ve özgürce yaşasın isterim.Ortak olan bu dünyamızın parselleşmesini istemem.Şairin dediği gibi kaldırın duvarları,yıkın gitsin hepsini.Bu gezegen hepimizin araya kanla sınır çizilmesin.Ben bunun gelecekte böyle olacağına inanıyorum ve bu inancımı diri tutuyorum..
..
Kış gecesi..
Ev sıcak..
Ev karanlık değil,
Aydınlık..
Bu ev o ev değil artık..
İnsan kendeine ne kadar uzakta olabilirse,
..
SALİHLİ’DE BİR EV
Salihli Seyrantepe'de bir ev
Servet amcanın nur yüzlü eşi
Oğulları Abdullah ve Ali Osman
Misafirleri ben…
..
AKP'yi ve Tayyip Erdoğan'ı tebrik ederim. Türkiye'nin en önemli sorununu gündemden öyle bir çıkardı ki... Politikacı geçinenlerin çoğunu koyun sürüsü gibi peşine taktı. ''Kızlı Erkekli ev''ler gündeme gelmeseydi. Ya da başı örtülü, kıçı açık AKP vekilleri olmasaydı, Şu utanç duvarı için CHP ve Kılıçtaroğlu da bir şey söylemek zorunda kalacaktı. Konu gündeme oturacaktı. Ama hangi mihraktan çıktı ise (Erdoğan sık sık dış mihraklardan bahsediyordu) can kurtaran simidi gibi suni konular gündeme oturuverdi... Laf politikası şimdi en keskin solcuların bile silahı oldu. Utanç duvarı unutuluverdi. Şimdi gerçekten emekten ve sömürüden yana olanlara bir görev düşüyor. BÜTÜN İLLERDEN OTOBÜSLERLE AKIN AKIN O UTANÇ DUVARI DİBİNDE DİRENEN BELEDİYE BAŞKANINA DESTEK İÇİN YOLLARA DÖKÜLMEK. Bu da Kürtlerden çok, diğer kesimlere başta da Türklere düşmektedir. Umarım böyle bir girişimi ilk İZMİR'den başlatabiliriz.
..
Ne yapsanda aydınlanmayan günler oluyordu siyah perdelerle kaplı odalarda.Her gelen önce geçmişinden hesap sorarcasına bakıyordu yüzüne sonra sorguılara çekiliyordu yüzün bir kaç tatlı sözle kandırırcasına ağzından sevda sözcükleri almaya çalışıyordu kalbini yaralayacak olanlar. Bir açığını kolluyordu, hani açık verdiğin an önce kaval kemiğine tekme atıp yüzünü yere düşürecek hamleyi bekliyordu.O derece gaddardı sevda denen cephedeki askerler susasan matarasından bir damla suyu yere döküp sana vermeyecek kadar. O yüzden göz yaşlarım çoktu her susadığımda dudaklarımın kuraklığını geçirebilmek için. Ağladığım gecelerde her damlada bir isim saklıydı yere düştükçe darmadağan olan her adımda ayaklarımın altını yaran. Koşmak istedikçe özgürlüğün yeşilliklerinde hayatın ciğerim patlarcasına, boğazıma takılıp nefesi kesen karbonmonoksit sevdalarım vardı. İs,kir ve pas kokan ağazlar, kimi öptüysem çürümeye terketti nefesimi, Korkularından arındırmamya çalıştığım kadınlar, Önce korkularından arındılar sonra benden. Bense her defasında bir yüreğe misafir değil ev sahipliği yapmak için Tanrının marketinden aldığım paskalyalarla düzüyordum sofralarımı birde bir fincan kahve hani gelecek olan ziyaretin kısası makbuldur diyerek değil kahvenin kırk yıl hatrı var diyerek kalsın diye....ilkymdn
..
KARAR 22 Ağustos 2008
(Bu gün; yeni bir hayata merhaba demenin,sevinci ve mutluluğu parlıyordu Dilruba'nın gözlerinde)
Yıllar sonra ilk kez umutluydu ve güveniyordu yarınlara, Merhaba demişti hayata, merhaba! .
.
Yıl 1987.Evde huzursuzluk diz boyu. Dilruba'nın 14 yaşındaki kardeşi, Metin evden ayrılmış, hayatına bir çiftlikte şoför olarak, devam ediyordu.
..
ev uyandi serince,
suya degdi bembeyaz yüzü,
kirpikleri islak islak,
bakislarinda gøkyüzü,
bakindi aynalara,
zaman geciyordu usul usul,
ev kalkti,
..
yüreği sevmiş
unutmuş usu
geçtiği denizler
bölüşemediği sevinç
ay güneş
doluşur ev ev
..
Bizim Ev Kalabalık
Bizim ev kalabalık
Bir ben varım
Bir de dört sarı duvar
Tavanda sallanır bir ampul
Dokunsan ışık elinden kalır
..
İstanbula dönmek... Herşeyin başladığı yereı, yine yeniden başlamak için.Sabah İstanbulda gözlerimi açmak.Akşamında 7. Katta manzarasına doyamadığım İstanbulu, ayaklarımın Altında hissettiren balkonumda, memleketimi seyretmek... Buram Buram ev yemekleri Kokan evime girmek, benden daha usta olan annemin yemeklerini Yemek... Yagi belli, tuzu belli... Bana ayakta durmayı, Güçlü olmayı öğreten, Güçlü olmamdan korkmayan insanların yanında daha Güçlü olmak, Bana susmamayı öğreten insanların yanında Yeri geldiğinde susmak... bir ara alıp radyoyu balkonumdan seyre dalmak. varsa elimdede BİR Felsefe Kitabı değme keyfime.kaybolmak düşünürlerin düşünceleri arasında... i arkadan çalan Acı BİR şarkı.ele alınan BİR Kalem BİR Kağıt, sövercesine yazdığım BİR şiir.YAZMAK... ISTE istanbul bu, ISTE Aşk bu, Benî asla terketmeyecek Sevgili bu.taki ben terkedene kadar...
..
Seni aradım göklerde
Güneşin gölgesiz yerlerinde
Vişne çürüğü serçelerde
Aradım meçhul adreslerde
Bir ev aradım
Araya sıkışmış bir yerde
..
Belê îro şadîye,dilşahî û dîlane…
Ev roj rojeke xweşe wele bile pir şêne,
Werin werin govendê dîlan dîlan dîlane
Daweta keçameye berderê malameye.
Çi rinde û çi xweşe ev roj me re dewate,
Ez qurbana koma we rabin werin dewatê,
..
Anlatılmaz yaşanır
En son dermansız hastalğının adı
Adım adım,sokak sokak,ev ev birikmiş
Cehallet iki yüzüne yapışmış
Her durum her yorum anlatılmaz
Tek tek savaşılmaz
..
Mahalede kıra uçuk ev vardı
Komşular sabır et evin olcak
Yavaştan başladım temeli atım
Oğlum var oynaycak önünde
Yavaş yavaş taş getrdim ev biti
Kurtulduk kıradan ev kendimin
..
Buhare, adare, newroze lé lé
kurd azadi dixwaze çen sale lé lé
gul vebun çol u çiyan newroze lé lé
édi besse ev zûlum, ev bıra kuştin
welaté me kurdistan bi xwiné şuştin
kurd bı tiné li cihané bé welat hişin
..