Geçen yıl bu zamanlar...
Maviydi gökyüzü açık ve berrak.
Yine aynı yolda beraber olsak.
Gülen gözlerimiz saklansa da
Gözlüklerimizin arkasına,
Biz yine ışığımızı yaysak
Güneş doğuyor
Güneş batıyor
Tarihi ve takvimi insan buldu!
Sonsuz bir an var
Anda ne kadar varız
Ölçelim sayalım diye!
Uyanınca sabahları uykulardan
Günün ilk saatlerinde.
Yıkadıktan sonra yüzümü bakarken aynaya
Gözlerimdesin!
İçerken günaydın kahvemi
Olan ve olmuş gibi olan!
Ne yaparsan yap dünya bu.
Estetikte güzel sever insan.
Tarih boyunca kadınlar
Renklendirdi yüzlerini
Kömür karası sürmeler
Gecenin üçü
Ekran, kedi, kahve.
Kahve içilir, kedi sevilir, ekran kapatılır.
Geceye selam, rüyalara merhaba.
Bir gün daha eksilir ömürden
Herşeyin ne kadar boş olduğu
Şiir aradım...
Boşluğun ortasına
Varlığıyla doğan bir adam olsun istedim
İçinde.
Sesinin rengindeki sıcaklık vardır dediğim
Gözlerinde...
gökte süzülürken hayran olunan kuş
Gün gelir av olur ona hayran avcısına!
Sofrasında keyif
Midesinde doymaktır adı artık kuşun.
Avcı sevmez mi kuşu?
Avcı merhamet etmez mi kuşa?
Varlığıma can veren babam,
Dünya yalan, yalan da...
Doğru olmak sorun hayatta.
Öyle bir yetiştirdin ki bizi,
Kelle veririm ödün vermem soysuza.
Belki ben,
Gözlerinin kahvesinden yudumlarken,
Sen de gözlerimin yeşilinde uzanırsın.
Belki ben,
Sözlerinin doğruluğunda dimdik dururken
Sen de söyleyemediklerimin içinde kalırsın.
Eylül'ün orta yerine durmuşum
Ağustos'tan alacağım var,
Ekim'e geçen yıldan borcum...
Susmuşum
Eylül susmayı sever
Yaprak dökerken ağaçlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!