"Harama uçkur çözülmez" di
Eskiden.
Uçkurun yerini kemer aldı.
Erkekliğin yerini sapkınlık...
Be hey yetmişlik ihtiyar.
En az üç kez kıyısından döndüm ölümün
Her birinde yaşıyor olmamın şaşkınlığı.
"Vardır bunda da bir hayır
Verilmiş sadakalar
ve yaşanacak günler varmış elbet" avuntuları.
Ellerimle görmediğim
Gözlerimle dokunmadığım
Tenimle tadmadığım
Burnumla duymadığım
Kulaklarımla hissetmediğim
Her şey yabancı bana!
Kedinin keyfi yağan yağmuru izlemek,
Benimki ciğer bayramını fincanla şenlendirmek.
Kedinin keyfi yeşilaycı,
Benimki keyfe ve sağlığa keder.
Kedi mutlu.
Ben mutlu.
Göz görmese
Kulak duymasa
Kelimelerin ifade ettiği anlaşılmasa
İletişim yüzyüze olmasa
Hele konuşulanları
Duyanlar da olmasa
Girildi mi yeni yıla?
Çıkıldı mı yokluktan, yoksulluktan
Savaşlardan, kargaşalardan?
Bitti mi ihanetler, hainlikler
Köküne kezzap suyu döküldü mü
Yaralardan berelerden mi
Konuşacağız azizim?
Daha kolay değil mi
Deliliğin sularında yüzmek...
Derya denizken içim
Sığ sulara atmışsam oltamı,
Canlı ya da cansız her varlığa saygım varsa
-bir masa bile yıllarca dört ayak üstünde yük çekiyor ve dayanıyorsa zamana saygıyı hak eder-
Seviyorsam börtü böcek, kuş ve çiçekleri ayırt etmeden cins veya renklerini...
Seçiyorsam dostlarımın hasını insanlığa en çok yakışanlardan ve su gibi olanlardan...
Ve sadece yakın olmadan da seviyorsam tüm mahlukátı, yaratılmış olmalarından...
Ve yazıyorsam bu satırları tebessüm ederek...
Varlıkla yokluğu topladım
Etti kocaman bir hiçlik...
Sevinçle hüznü topladım
Etti kocaman bir karmaşa...
Günle geceyi topladım
Etti kocaman bir gün ortası...
Çıkılan her yolun sonunda
bir yere varmak gerekmez.
Bazen sadece yürümek istersin...
Elinde sigara sessiz bir akşam
Boşver diye haykır içinden Esma
Mısralara seslen bayati makam
Ana avrat sövüp keyiflen Esma
;)