Nazım değilsin!
Piraye olmak da değil amacım!
Beni hayatımın en önemli
Döneminde yaktın...
Ne kitap okumaya halim var
Ne de kalem tutmaya dermanım...
Saçının telleri
Sazında nota olur mu
Bassam gönül perdesine?
İçtigin su
Rakı olur mu
Saki olup katsam özümü
Yılları alalım şöyle baş köşeye,
Kızımsen de yanında dur tarihlerin.
Hımm araya serpiştirelim günleri
Acı, tatlı, umutlu, kaygılı ve mutlu!
Gelin bakayım dağıtın saatlerin üzerine
Her biriniz her parçanızdan bir tutam.
Geçmişe yolculuk yaptım
Defalarca müzelerde.
Şaşkın, hayran, etkilenmiş,
Bitirdim her yolculuğu.
Hem de ders alarak yaşamın,
Tekerrürden ibaret olduğunu
Korkulacak bir şey değil yalnızlık
Arada bir ya ayağım kayıp da düşersem banyoda,
Ya boğazıma duruverirse yediğim lokma,
Ya perde asarken düşersem merdivenden,
Ya elektrik çarparsa ampülü takarken
gibi gayri normal endişeler dışında...
Sesini özlediğim var
Kelimelerini anlamlı bulduğum,
Nefesini sevdiğim...
Bir fotoğraf karesinde
Gözünün kıyısında durduğum
Dudağının kıvrımı olduğum.
Damıtma yöntemi ile
ve tek kişilik hazırlandı bu reçete.
Zamanın birinde
Benlik görünmezdi yoğun sevgi içinde
Dağa taşa ormana, suya, hayvana
Birbirine bağlayıp
Anlam yüklü kelimelerin,
Sonuna koyacağım bir noktam
Yok şu an!
İçime konuşuyorum.
Ağrı ve acı çekme eşiği mi önemlidir?
Yoksa kapı eşiği mi?
Uğursuz sayılır kapı eşiğine basmak.
Rahatsızlık verirmiş "ins" olmayanlara.
Peki bedensel acı eşiğine değil de
Ruhsal acı eşiğine basanlar
Çok uzun zaman dalmış gözlerim
Meğer kendime misafir gelecekmişim
bilmemişim!
Halbuki uyarmışlardı
"Daldın mı sen? Akşama misafirin mi var? diye.
Akşam...
Elinde sigara sessiz bir akşam
Boşver diye haykır içinden Esma
Mısralara seslen bayati makam
Ana avrat sövüp keyiflen Esma
;)