ben çocukken
binlerce yıldızları vardı gökyüzünün
koşumuzun rüzgarına kapılır
mavi bir sonsuzluğa dalardı kanatları uçurtmanın
maviliklere uzanırdı bakışları
şen şakrak çocukluğumuzun
bir ben mi kaldım düşleri vurulan
sevdalarımız vardı eskiden
utanırdık kızaran yanakları öpmeye
bir kaçamak bakışla sevişirdik
umutlarımız vardı eskiden
ferman dinlemez dağlarımız
İtin en yavuzunu besler çoban
en hasını tutar uşağın
en afilisini
besler benim ağam
üs ister
liman ister
arsızın tekiyim ben
desem aymaz
desem ahmak
desem behey izansız
zor gelir sana
seni çıplak
kimse bilmez daha dün yaşananları
kimse inanmaz
koltuk altlarıma sımsıkı yerleşik kitapların
namluların hedefinde kanadığına
kimse sormaz
burada biter mi
ben çekip gitsem
hoşça kal sevdiğim diyemeden
çekip giderim
çekip götürürler belki
uğurola diyemeden
Güneşli bir günün doğuşundaydık ikimiz
İçimizde gülümseyen bir öykü
Ve günü yudumlamanın sevinci
Ve nereye gideceğimizi de bilmeden
Serseri adımların ardında dolaşırdık el ele
Uçsuz bucaksız kırlara dalar gibi
ne umutlar işlenir yarına
göz nuru
oya dantel desenli
mendil işlenir sevgili adına
sende saklanırdı gelin kızın rüyası
yarin kollarında sarmaş dolaş
Yalnızlıklar gelmeyin üstüme
O yanımdayken bir yürek çarpar derinlerden
Güneş olmasın teninden ısınırım
Gelmedi
Güneş de doğmadı yokluğuna
Göremedim gün kızılı saçlarını
Çalışmak mı çaba boşa
Üretmeden de ye yaşa
Günün geçer paşa paşa
Hak yarattı deyu otur
Ne ne gerek çağ dönüyor
Farklı bir üslubu yakalamış ve farkedilemeyeni farkettiren eserler ortaya koymuş Esat Korkmaz'ın şiiri.. okumaya değer. başarısının devamlı olmasını diliyorum.
Selamlarımla.