Kültürünüz ve kültür sandıklarınız arasında bir yerde kurtulmaya çalışıyor.
Vakit yakındır, yola çıkacak
Engin denizlere doğru bu yelkenli gemi.
Yıllar yılları kovaladı ararken ben
Senin ışık saçan o gözlerini
Rüyalarımda yaşayan deniz kızını
Birkaç yitik sözle başlar, biten bütün umutlar
Dudaklarda hep aynı sesler.
Gözlerde de sancılı bir hüzün
Arayışlarınsa ucu bucağı yok.
Tüm saatler seni gösterirken odam kararıyor,
Nefret dolu satırları
Yazarken buluyorum kendimi
Ölüm-kalım uçurumunda bir yer burası
Ensemde hissettiğim soğuk nefes
Önümde umarsızca tokuşturulan kadehler.
Farklı kefelerde yaşanan hayat yığınları
Tarihler en uzun geceyi gösteriyor;
Bitmeyen ve tükenmeyen her hecede.
Anımsıyorum hızla yol alan halimi;
Gecelerin ıslak ve çamurlu sokaklarında.
Mağlubiyetlerimize bir yenisi ekleniyor,
Hayallerim çürümüş bir bank,
Yüreğimde kanayıp duran yara.
Yalpalayıp düştüğüm her anda
Beliriyor karşımda ruhani bedenin.
Sanrılarım kabarıyor, bulutlara çıkıyorum
Bir sahafta bulmayı dilemiştim aşkı
Oysa gelmiş aniden sonbahar gibi,
Tütsülenmiş yığınlarca kitap
Buram buram işlenmişti gönlüme.
Yüreğimi kasıp kavuran rüzgarlarla
Galaksimde filizlenir attığın tohumlar
Oksijen gerekmeden; dal dal, budak budak.
Ama firavun hala uykuda, ehramından çıkmamış
-Dile gelir konuşur, mumyalanmış o bile.
Bir güneş gibi çıkıp gelmiştin buğulu penceremden
Bülbüller şakıya durdu bahçem duvarında.
Asrı kasıp kavurdu bu ses cümbüşü
Kimilerine doğuş kimilerine bir ölüm vakti.
Satırlarımda kopan fırtınalarla savruldum
Ufkumdan saçılan ışıklarla büyüyorum
Gün, yüzünü bana göstere duruyor.
Hatıralar canlanıyor, yitik ellerimden
Vasıfsız duvarlar arasında;
Pembe düşlerde buluyorum kendimi.
Ne sevebildik kitaptan, şiirden başkasını
Ne bilebildik aşkın adını
Boş sokaklarında gezerken kimsesiz benliğimin
Üstüme geliyordu yıpranmış duvarlar.
Zamanım doldu dolacak sanki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!