Yine garip garip ötersin bülbül
Nedir bu figanın güle mi küstün?
Hazan vurmuş, talan olmuş bağbanım
Kırılmış, dökülmüş dala mı küstün?
Bülbül figan etse zara kalmıştır
Gönlümde kurduğum senli dünyanın
Her tarafı sen kokarsın GÜLÜMCAN.
İsterim geçmesin sensiz bir anım
Yüreğime sen akarsın GÜLÜMCAN.
Açık bahçe kapım, açık pencere
Kapımın önünden geçip gidersin
Yüreğimde köz bırakır gülüşün.
Bakmasam peşinden sitem edersin
Gözlerimde haz bırakır gülüşün.
Sanki bir sunasın denizde, gölde
Gurbet acı Gönül bunca zamandır
Çekerim kahrını bir türlü bitmez
Anadan babadan sıladan ayrı
İnanki hayalin karşımdan gitmez.
Bakarken uzağa yollar uzanır
Sen bende çoğalan bir çiçek gibi
Açtıkça büyürsün gönül bahçemde.
Kanımda dolaşan içecek gibi
İçtikçe büyürsün gönül bahçemde.
Dallarında açan gonca gül gibi
Üstüme gelen kahırların
Sebebini
Kara kedilere mi yüklesem,
Kadere mi?
Ah çeksem,
Ateş alacak dünya
Hangi selamı alır şu dağların rüzgarı
Acep geri verir mi benden aldığı yari.
Kuş olsam da ulaşsam bilsem gittiği yeri
- Ben bende olamadım o gittiğinden beri
- Yazlarım kışa döndü, görmedim hiç baharı.
Sevdanın yükünü bana yükleyip
Giden sevgiliye intizarım var.
Gözümü yollarda biçare koyup
Yalan sevgiliye intirazım var.
Halimi hatrımı bir dem sormayan
Nereden düştüm bu ıslak
Şehire?
Bir yandan Karadeniz vurur
Kıyılarını
Ötesini yağmur.
Çekiştiririm ceketimin
Bu karanlık gecenin hüznüne baka baka
Yıldızlarla sohbette, ismini andım yine.
Gönül denen çeşmeden, gönlüne aka aka
Yudumladım sevdanı, ismini andım yine.
Hangi pencere açık, nerden girdi yalnızlık?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!