İçimde yanar, sönmez ateş, fırtınalar vurur,
Geceye karışan hüzün suskun, derin durur.
Yüreğimde saklı sızı, yankı çalar feryadım,
Dikenler içinde yürürüm, içim yırtılır.
Zaman ağır akar, her an solgun eski izler,
Bir yol arar insan, sessiz ve derin,
Ruhunda yankılanır binbir serin.
Ne sahte kurallar, ne katı sınır,
Teemmül der ki: “Özgürdür her bir.”
Ne gelenek ne de boş bir töre,
Temmuz sıcağında içim üşür garipçe,
Gurbetin ayazı vurur gönlüm derince.
Güneşten bir parça düşse de yüreğime,
Hasretin ateşi kor olur, işler içime.
Yalnızlık kol gezer, yollar sessiz suskun,
Daha neyi arar yorgun gönlün hâlâ,
Bir vuslat düşünde yanar her rüya.
Her seher içinden geçer bin bela,
Sor kendine artık, niye bu cefa?
Nice âşık gelmiş, geçmiş bu yoldan,
Nefretle dolmuş her göz bakışı,
Sevgiye uzak, keskin yakışı.
Bir söz yeterdi, yürek yakardı,
Siz sustunuz, dünya karardı.
Gölge ettiniz her yeni güne,
Bir dal gibi düştüm bilmediğim yere,
Adım okunmaz oldu yabancı sehere.
Bir yüz aradım her kalabalıkta,
Hiçbiri tutmadı elimden bir kere.
Gölgemde eski bir masal gezerdi,
Ben yalnızlığın sokağında oturuyorum,
Geceler uzun, ışıklar kısık,
Saatler ağır aksak ilerliyor,
Ve ben hiç uyumuyorum.
Kaldırımlar ezberlemiş adımlarımı,
Yüreğime kor ektin, biçemedim ben,
Gözlerimde yaş oldun, silemedim ben.
Ne bir sabah getirdin, ne de bir bahar,
Sensiz geçen günleri sayamadım ben.
Yandım, külüm savruldu esen yele,
Çok zamansız zamanlardan geçtim,
İçimde bir yangın, külü bile sönmemiş.
Adımı unuttum, yüzümü aynalar silmiş,
Bir tek acılar, bir de yollar benimle kalmış.
Beni bilirsin sen,
Dilimde yeni bir şarkı, sabahın serinliğiyle,
Beyaz çiy damlalarında gizli umutlar…
Dağlar sessizce gülümsüyor ömrün sayfalarında,
Gecenin karanlığı yerini yavaşça bırakırken.
Her düş kırıklığı, bir melodinin başlangıcı olur…
Gecenin son yıldızı söndüğünde, yeni bir sabaha varacağım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!