Temmuz sıcağında içim üşür garipçe,
Gurbetin ayazı vurur gönlüm derince.
Güneşten bir parça düşse de yüreğime,
Hasretin ateşi kor olur, işler içime.
Yalnızlık kol gezer, yollar sessiz suskun,
Ben yalnızlığın sokağında oturuyorum,
Geceler uzun, ışıklar kısık,
Saatler ağır aksak ilerliyor,
Ve ben hiç uyumuyorum.
Kaldırımlar ezberlemiş adımlarımı,
Yüreğime kor ektin, biçemedim ben,
Gözlerimde yaş oldun, silemedim ben.
Ne bir sabah getirdin, ne de bir bahar,
Sensiz geçen günleri sayamadım ben.
Yandım, külüm savruldu esen yele,
Çok zamansız zamanlardan geçtim,
İçimde bir yangın, külü bile sönmemiş.
Adımı unuttum, yüzümü aynalar silmiş,
Bir tek acılar, bir de yollar benimle kalmış.
Beni bilirsin sen,
Dilimde yeni bir şarkı, sabahın serinliğiyle,
Beyaz çiy damlalarında gizli umutlar…
Dağlar sessizce gülümsüyor ömrün sayfalarında,
Gecenin karanlığı yerini yavaşça bırakırken.
Her düş kırıklığı, bir melodinin başlangıcı olur…
Gecenin son yıldızı söndüğünde, yeni bir sabaha varacağım.
Sen beni, sana yenilmiş olarak hatırla,
Zaferinin tadını çıkar, şu an farkında değilsin.
Gülüşlerinle süslediğin o sahte baharda,
Karanlık büyüyor, henüz hissetmiyorsun.
Bir zafer sandın, kaybolan sevdamızı,
Sanma ki sesin duyulur her yerde,
Kapanmaz defterler, yazar kalem de.
Bırak ertelensin tüm duruşmalar,
Şaşmaz adalet ilahi âlemde.
Zulümle yükselen, bir gün düşer de,
Sana verdiğim her sevdayı, tek tek al da git,
Düşlerimdeki o yankıyı, sustur, sal da git.
Kırdığın kalbin bedduası yakar, bilmezsin,
Gölgen üstüme düşmesin, ardıma kal da git.
Sen ki yalanı, ihanetin en saf hâlisin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!