Yak da git alev alev gönül penceresini
Boya; kızıllığınla akşamın deresini
Yangınlarımı kanat, kan rengi gözlerinle
Lav akışlarla boya yeryüzü küresini
Üzerime sür de dur, al giyinen karayı
Aralık ayının koridorunda
Beni sakla sıcak yüreğinde
Söz diye neye değer veriyorsan
Ses,melodi,titreşim
Kimse bilmesin varsın
BİR BİLSEN BU TEMMUZ SICAĞINDA ŞİİR DOSTLARIM VAR
Adı Cumartesiydi,adı Ramazan orucuydu beklememin
Bağlanmışlıklar içinde suskularımızda sabır vardı
Umutlarını ve seni sevebilmem içindi bu hayat
Bu hayat; engeller ve engelliler içinde aşk taşıyordu
Günaydın
Yalnızlığımın penceresi
Günaydın yalnız güneş
Sen geceye saklanan ay
Sen, sokaktan gelen gürültü
Kaderin kozasında bir yürek
Bilmediği bir dünyayı örüyor
Neyi değiştirir sanki düşünmek
Bir meçhule adım adım yürüyor
Hesap kitap tutmuyor ki bir türlü
Bir an ne kadar önemli
Her an bir başka an
Kaybetmeden bir nefesi
Duymalı en duru sesi
ayazın koynunda bir sıcak
düş uyuyor kış uykusunda
bütün bütün kapatılmış
yürek çırpıntısının titreşimleri
Çığlık çığlarında çıldırdık
Çılgın çokgenlerin baskısında
Çıkmalıydık bu karabasandan
Çaktırmadan çokomel uzatır gibi ölüm
Çevremiz çakırdikeni çevrili
Kendinden kaçtığım sevgilim
Kaçtığım ıslatan ruh
Su terapisi
Senin zaten dörtte üç bedenim
Dörtte üç seninleyim akşam sabah
Bu temmuz sıcağında güneşte öpüyor beni
Ne cemre kaldı,ne bahar bilmiyor musun
Dağları özlerim ova ateşinden
O kış yağışlarından taşan sular nereye gittiler birdenbire
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!