Kapıyı örter giderim,
Ağladığım odadan eser kalmaz,
Ruhumu toplar, kapıyı örter giderim.
Dışarı soğuktur, ne âlâ!
Paltomu bile almadan giderim.
Islanırım sokağın ortasında,
Karanlığa dalınca insan
Bir şeyler hep farklı
Örnek gerekirse
Nefes alışı, bakışı...
Onlarca kez geçtim bu asfaltın üstünden
Bazen ıslaktı, bazen çamurlu
İnanmazsın ama
Dün seni asla affetmeyeceğimi söylüyordum
Bugünse deliler gibi aşık olduğumu
Sonraki gün ne olur..?
Kim bilir..?
Sorarlarsa alıştım, yok artık diyorum,
Kıskanıyorum kasım ayındaki aşıkları
Hayalini kurduğum her şeyi yapıyorlar
Mesela yağmurun altında naçizane dans ediyorlar
Soğuklar gelirken tanrıdan bu yana
Birbirlerinin ellerini tutuyorlar
Sarılıyorlar... Kıskanıyorum...
Tüm bu suskunluğumun arkasında bir sebep var
Çok adice bir savaş dönüyor içimde
Silahlar kuşanılmış
İçimdeki masum insana bir saldırı var
Karanlığın çökmesini bekliyorlar
Tekrar tekrar kırılabiliyor insan.
Daha önce aynı şeyleri yaşasa bile
Hem de tam can yerinden kırılıyor.
Tam da canını sevdiğinden.
Bin kere kırılan bin biri arıyor
Kimisinin haddi hesabı tutulmaz.
Kelimeler intihar ediyor kalemimde
Trenler geçiyor kulaklarımın dibinden
Ve o anlamsız hışırtı var beynimde
Bilmem ben öyle aşklı böcekli sevgili kelimeleri
Ben uzağım mutluluklar diyarının yeşilliklerine
Yavan bir toprak ve erozyonlar içinde dünyam
Halbuki bilmezdi beni,
Bana yazmıştı o mısrayı,
Yazdı kalem kağıda,
Dedi;
"Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden"
Dinlemedim, istemedim çıkmam
İçinde güzel sözlerin olmadığı hayaller edindim
Kimi için lütufken, ben kendime dert bildim
Sevda dedim oysa dört harften öte değildi
Karanlık bir odada tek başıma ağlarken
Sonunu tahmin etmek zor değildi bu hikayenin
Yine o pencerenin başındayım,
Hikayeme koyduğum ilk virgülün,
İlk şiirin, ilk kelimesini yazdığım...
Aslında her şeyin doğduğu yerdeyim!
Zaman zaman herkesten kaçtığım diyar!
Zaman zaman küfürler ettiğim mapus!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!