Gözyaşı düşer mi
Her ağladığında
İçi ağlayamaz mı mesela
Hıçkıramaz mı sessizce
Yatağında kaybolur belkide
Çığlıklar atar sessizce
Ölü bedenler var zihnimin içinde
Musalla taşına yaslanmış
Başında dua bekleyen
Ölü hisler var kalbimde
Kimsesi olmayan
Ölmüş bir ben var
Güzel sözlerin boynu bükük bu gece
Yalnızlığa ve hasrete ant içmiş ay
Perdeler kapanmış asi sokağın evlerinde
Sabahçı kuşların uykuları kaçmış
Bir soğuk, bir kar, bir zemheri
Felaket olmuş etraf, derbeder olmuş
İnsanın en haklı isyanı,
Sevmek...
En derinden sevmek...
Haklı olmanın en haksız yanı,
Ne kadar acıtsa da
Delicesine sevmek...
Kıramadığım kilitler vardı ruhumda,
Ne zaman bağlandığını bilmediğim zincirler,
Hani ben de insanım ya!
Hatalarım vardı kolay kolay boyun eğmeyen,
Çocukça hayallerim vardı, seven bir kalbim...
Hasret ne zamandır dört harfli?
Geceler ne zamandır bu kadar kara?
Ve matem neden bu kadar zuhur eder ruhuma?
Bir resim neden bu kadar güzel bakar?
Sesini duymak mümkün mü bir daha?
Gökyüzündeki yıldızlar da küsmüş!
Bir düş bir gerçek...
Aşkın meyvesi ya bunlar!
Önce hayal edersin,
Sonra...
Sonra kırarlar!
Uğramak derler ya hani,
Hayallerimin ihaneti çok yordu beni
Gözümü açtığımda gerçek olacaktı
Bir sevda ama nasıl! Sanki kara sevda
Bu gece ölüme hüküm giydirdi
Sabah kalkarım dilimde senin adın
Geceler boyu duvarlara yazdım senin adın
Yine o pencerenin başındayım,
Hikayeme koyduğum ilk virgülün,
İlk şiirin, ilk kelimesini yazdığım...
Aslında her şeyin doğduğu yerdeyim!
Zaman zaman herkesten kaçtığım diyar!
Zaman zaman küfürler ettiğim mapus!
Hiç ölmek ister mi insan?
Deme!
Zor gelir o nefes,
Daralır göğüs kafesi,
Sıkılır ruhu adeta limon gibi!
Kaçmak ister bedeninden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!