Vefa, harabe sokaklarda ışığı zor görünen bir ev,
Tozlu raflarda unutulmaya yüz tutmuş bir kitap,
Terkedilmeye mahkum hayalet bir kasaba ,
Anlamı hiçbir zaman karşılanamayan bir kelâm.
Gönülle bütünleşmeden kurulan o kadar cümle var ki ,
Uzun ince bir yoldayım.
Ne gecesi var bu yolculuğun ne gündüzü ,
Kulaklarım sağır, gözüm görmez,
Pusulam kalbim, yönüm O'na dır.
Hayalim O'na tekrar kavuşmaktır..
İçimde ki yangın genzimi yakıyor.
Bu yangın hiç sönmeyecekmiş gibi.
Kâlp gözüm mü kapandı yoksa,
Bu yangın gâfletin mi gürültüsüdür ?
Nereyedir içimde ki bu göç !
Döküldü ümmetin gözyaşları,
Düştü hüzün kokan toprağa,
Göz pınarlarında yaş kalmadı,
Bitmedi acın ey Kudüs,
Ey Selahaddin Eyyubi'nin emaneti,
Sahip çıkamadık sana.
Hep bir aynaydım,
Herkes kendi gibi görür karşısındakini.
Kötü kalplilerin yansıması oldum,
Kötü olduğumu düşündüler.
İyi kalplilerin ışıltısı oldum,
İyi olduğumu söylediler.
Her gün yeni bir başlangıç,
Her gün; kalan ömrün ilk günü,
Yeni bir şans, yeni bir umudun ayak sesleri,
Dün, dün de kaldı, bitti.
Umutla bak geleceğine,
Zaman bazen bir ilaç gibidir,
Geçtikçe iyileşirsin.
Bazen yaraya tuz basmak gibidir,
Geçtikçe canın daha da yanar.
Bazen doyumsuzdur,
Mutsuzluğun kokusu sinmiş üstüme,
Camın buğusunda görünmeyen yıldızlar çekilmiş kabuğuna,
Dünya bürünmüş karanlığa,
İnsanlık kör olmuş yalın ayak gittiği dünya uğruna.
Yanında olanlardan kalmışsın bihaber,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!