Beklemek yorucu felan değil,
Seni beklemek usandırır mı hiç ?
Toprak, ona huzur veren yağmuru beklerken sıkılır mı ?
Ama bir gelsen kurulsan gönlümün derinliklerine,
Serpilsen ruhumun notalarına,
Gönlümden gönlüne şarkılar dökülür.
Bir gün kışımızdan azâde olacağız.
Beklenen bahar gelecek.
Güneş tüm samimiyetiyle yüzünü gösterecek,
Yapraklar açacak,
Kuş sesleri her yeri saracak,
Umutlarımız tekrar yeşerecek.
Bu yüzyıla ait değilim,
Ruhumun ait olduğu yere ulaşmaya çalışıyorum.
Aradığım huzur çok uzakta biliyorum.
Dünyanın gürültüsünden âzade
olmak istiyorum.
Kitaplara, şiirlere, şarkılara sığınıyorum.
Anadolu'nun bağrında,
Cilo'nun eteklerinde,
Mezopotamya'nın arasında kavurucu güneşinin altında,
Küre Dağı'nın tepesinde,
Bir tek düşündüğüm sensin..
Yüküm hâyli ağır,
Rotam belirsiz,
Pusulam umuttu o da yok artık.
Umut olarak baktığım bütün gemiler,
Mavinin derinliklerinde kayboldu.
Ulaşacağım limanlar yandı.
Senin gibi bir şiir yazılmadı daha,
Yazdığım mısralara kattığım en güzel anlamsın.
Okuduğum kıtalara yüklediğim en güzel manasın.
Kurduğum en güzel cümlemsin.
Herkesin Eylül'ü farklı,
Sevinçleri hatırlatır, anımsamak istersin.
Başlangıçlar serap olur karşında, o güne dönmek istersin.
Dinmeyen gözyaşların, duyulmayan yakarışların aklına gelir,
O günler geçti diye şükredersin.
Ey fâni hayatı sonlandıran ölüm!
Hep baş uçumuzda olmana rağmen nasıl bu kadar sessizsin!
Nasıl kendini unutturabiliyorsun ?
Neden hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz!
Ey dost dünya ömrü kısadır,
Âh şu beklemek!
Ne kahredici bir sessizlikmiş,
Ne kahredici bir ateşmiş.
Ama insan ateşin yakıcılığını aldırmaz,
Yürür kızgın alevlerin üstünde.
Özlem kokuyor buralar,
Sarılıp kavuşsam sana,
Meyve vermeyen bağ olmaz,
Sonbahar diye mevsim olmaz.
Sen varken zaman çabucak geçerdi farketmezdim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!