Bir denizden bir denize gidilir
çünkü gözyaşları bulandırır geçmişi
birazdan batacaktır dünya
gelinciğin kırmızı yanağında
belki de asırlar evvel Nuh’un düşlerinde
Göreceksin sular çekildiğinde
Gerdiysen eğer yayını
gevşet parmaklarını
faş etsin bu yürek
püskürsün aşkının pekmezi
senden gelen en güzel
nişan bu olsa gerek
Ölüm dört koldan kucaklamış yüzümü
o an mıdır tam idrak edemedim
dökülmüş bütün gökyüzüm
çocukluğum güldügüm vakitler
ve acının en sivri hatları geçti gitti anılardan.
ve böyle geçip gidecektir bir ömür
yara alıp yalancı baharın gülünden
belki sırlarına namzet olur gönlüm
belkide yanacaktır narında ruhum
Öptüğüm yerlerin görünmüyor,
ıslak izler kazınmış iskelene.
Ağ bağlamış kırık bir gramofon,
eski zaferlerden dem vuruyor.
Üzme bir köşe de
tanrısız bir sunak
gökyüzü kırmızıdan günah
imparator konstantinus’un
kutsal şarap çanağından
damla damla dökülür
kendi başına bir kişi bile değil,elbet
gölgelerin dünyasında çarpışırken
Tanımsız gövdeler de saklanır
çekilir kanatları karnına,
sus sakın ha!
telaş kaplar her an yüreği aşınırken
Evi sırtında bir salyangoz
Sımsıcak ve içinde hayalin
Bütün mücadele
Senin yolunda
Yapış yapış sürünmek
kalemin anlamlı güzel şiirini kutlarım perihan PEHLİVAN