TÜTÜN
Daha düne kadar,
Tadını bile bilmediğim tütünü
Bıraktığıma seviniyorum bugünlerde…
Nisan 1993 Trabzon
ULU ÇINAR
Ulu bir çınar düşün ki; kökü toprakta, gövdesi yorgun
Mevsimlik yaprakları, altı asırlık gövdesine vurgun
Alınan yaşlar pişirmiş onu, taze iken etmiş olgun
Dili olsa da anlatsa, var mı tarihten sualin, sorgun
ÜNYE
Ne zaman memleketimi sorsalar, elif gibi dururum
Senin koynunda vav olur, cenin gibi huzuru bulurum
Seninle yaşadım, senin semalarına yükselsin ruhum
İlahi aşka son durak sensen, ben sana Yunus olurum
ÜNYE AŞKI
Başka şehirler bana cennet olsa,ben firar eder kaçarım
Bilsem ki sen cehennemsin,ben sana gelir seninle yanarım
Yoksan yaralıyım, seninle iyileşir bütün yaralarım
Her karakış zemheriden sonra inan sensin benim baharım
YAŞANMAMIŞ ÇOCUKLUK
Bir pazar sabahı,
Gözlerimi yumdum
Ve düşündüm
Çocukluğumun pazar sabahlarını
Bilyeli arabam geldi aklıma
YAŞLILIK
Ne ocakta pişmeyen aş dert olur
Ne de kirlenen esvabım
Karnımı doyururlar
Esvabımı yıkarlar
YEMEN TÜRKÜSÜ ONUN İÇİN YAZILMADI
Bir kurşun tuttu yüreğiyle
Oldu yer ile yeksan
Bakıyor sanılan gözleriyle
Baktı,
Baktı gidenlerin ardından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!