Bir kırmızılık ki normal değil
Bir yerdeyim, sana boyandım
Uykunun baş gösterdiği en uzak coğrafyanın, verimli bitki örtüsüdür dudakların
Ses etme
rüyamız manidar
Buzdan yapılma bir çiçek konu oldu tiyatro oyununa
Yaprakları eriyiverdi kadının ağlamasıyla
Kadın plastik dahi olsa saklayacaktı çiçeği
Adam çoktan gitmişti
Çiçek karışıverdi erimesiyle toprağa
Kök saldı baharlara
sanki bir limon bahçesi boynunun kokusuna özdeşir
bazı yel eser bir yaprağı ayağıma getirir
o yaprak tepeden tırnağa bileyipte bir hüznü
bayatlamış bedeniyle hatırlatır özlemimi
bir şarkı dinliyorum gözlerin gibi
İçimde koskoca bir yalnızlık büyütüyorum
Keşke'lerin ilahileri çarpıyor kulaklarıma
Oysa zamanında dinlemek isterdim
Buğday tarlalarında şarkılar söylenirmiş
Sonradan öğrendim
Belki susarak yazıyorum ben romanlarımı.
Sekiz on yaşında bir çocuktum belki.
Belki de boya kalemidir elimdekiler.
Kağıdım kalbimdir.
Fantastik bir çerçeveye mahkumdur gerçeklerim.
Olamaz mı?
Beklemek her şeyden önce seni
Bilinmezlikle yürümek sırtımda ağırlığınca
Bir kelimen bir dalga getirirdi taç bulutlarıyla
Duyamıyorum seni
su kıpırdamıyor
Bir an kötü bir rüya olmasını dilersin yaşadıklarının
Gözünü açmak istersin
Rüya değildir
Öyleyse rüyaya dalmak istersin
Öyle değildir
Birinin omzumda ağladığını ölsem unutmam
Fakat değildir ki her gözyaşı hüzün içindir
Bir şehir ki ardıma katıp gitsem unutmam
Ama değildir ki o şehir sevda içindir
Düz bir buhran ortasında şehirler koklamaktayız
Sesleri uzaktan duyulmaktadır ezanların ve çanların
Ateşinde yüreğimizi yaktığımız kibrit yakıntıları
ve üzerine basarak yürüdüğümüz şehadet halıları
Korkarım, yine koskoca bir şubat efelenmiş
Sanki yaprak yaprak düşmemiş gibisin
Hangi dalda yeşermiş
Hangi ağacın istenmeyen çocuğuymuşsun
Hiç bilmemişsin
Çabucak büyümeyi dilemişsin
Dileğin kabul edilmiş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!