Kral çıplak dolaşırken sokakta,
"Yaşasın kralım!" diyenler dümbüktür.
Halk aç uyurken yatakta,
İngiliz gömleği giyenler dümbüktür.
Kapıldık dünyanın hay huyuna,
Bakmadık haramına helaline.
Arzularken ruhumuz öte âlemleri,
Dünyanın cezbine kapılıp kaldık.
Milas ovasına düğün kurulur,
Davullar düğünde çifter dövülür.
Yiğit olan kalleşçe vurulur.
Oyna be efem, sen oyna.
Düğünde Kerimoğlu Zeybeği çalar,
Güzelim dünyada biz sâki olduk.
Sunduk şarabı en güzel kadehte.
İçenler kafayı ne de güzel buldu,
Güzeller karşısında yudumlarken şarabı.
Bize kalan yokluk, ıstırap ve hasret
Hamdık, yandık dünyanın derd-i gamından;
Şâd olduk devr-i âlemde.
Bıktık, usandık han ü hamamdan;
Ötelerin ötesini arzular olduk.
Bugün de sabah oldu.
Koştur bakalım,
Ergün, akşama kadar.
Üç kuruş için köle misali.
bize bakma öyle bi-mâye kafayla
sen bizim sırrımıza ulaşamazsın
biz seni tanırız senden ziyade
sen bizim sırrımıza ulaşamazsın
biz sırrına erdik dem-i âlemin
balkonumdaki sokak kedisi,
biliyorum, senin derdin
de açlık;
benimki de.
senin bazı isteklerin var,
Üsküdar’da, bir rıhtımda tekneler.
Ben başka bir âlemdeyim.
Bilmem, daha nelere alışılır insan?
Yüreğimde derin bir yara.
Tekneden tekneye atlarken bir kedi,
Kafam, kim bilir nerelerde?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!