Ne zaman tanıştık? Bu soruyu defalarca sorarız kendi kendimize. Bir dostumuzla veya bir arkadaşımızla tanıştığımız anı hatırlamak isteriz. Bazen bir gündür tanıdığımız biri ile bir aydır belki de bir yıldır tanışıyormuşuz gelir. Uzun zamandır tanıdığımızı zannettiğimiz insanları ise tanıyamadığımız olur.
Bir Çarşamba akşamüstü ikindi ezanın sesinin mahalleyi sardığı dakikalardı. Vakitlerin hesabını sevmem. O yüzden küskünümdür saatlere. Benim hayatla aramı açar saatler. Böyle bir vakitte gördüm onu. İyi giyimli biriydi. Kendine özen gösterdiği her halinde belli oluyordu. Her ne kadar kılık kıyafet insanların içindeki bir çok şeyi gizlediğini düşünsemde, sakladıklarından çok gösterdikleri ilgilenmekteydim. Uzun zamanadır tanıyormuş gibi –merhaba- demek istedim. Lakin susma vakti ile konuşma vakti arasında gelgitleri olan biri olarak susmayı tercih ettim.
Merhaba demek zor mudur o kadar? Olabilir. Bana ilk defa zor gelmişti. Birine merhaba demekte zorlanıyordum. Tanıdığım söylemek istercesine dilime gelen kelimeleri yutuyordum. Cümle olamıyorlardı bir türlü aklımda. Harcanan kelimeler midir yoksa zaman mı? Bunu sormak için geç kalmışlığın verdiği hüznü hissetmiştim.
İşte mevsimler, işte ben
Bir hayat ki dönmekte çevremde
Gözümü açıyorum sen,
Kapatıyorum sen,
Bir hayat ki, zaman bitmekte
Bu şiiri yayından kaldırmıştım. Sonra Miyase ÇAVUŞOĞLU tatlı sert beni uyardı. Bende yeniden yayınlıyorum. Biraz daha yayında kalsın daha sonra tekrar kaldırırız.
İlk kez dün geldik göz göze
Oysa, ne dünler geçti
İlk gördüğümden beri seni
Hayalden ötedir yaşam,
Fakındasındır yaşadığının
İçin sızlar kimi zaman, dert etmezsin
Bazen kapakları açılır duygu barajlarının
……………..akıp gidersin, hayallerden öteye
Bilirsin yaşadığını, hayallere sığdırıp kalmak istemezsin
Hecelemekten bıktım şiirleri
Al bu beş hece
Altıncısı gelecek, serisinde
Abab,cccb, dddb
De hadi git işine
ne kadar da çokmuş,
birbirilerine benzeyen insanlar
insanların sesleri
yazdıkları
bildikleri
düşündükleri
Biliyorsun ya seviyorum seni,
Direnen de yok sevgimize,
Ne Mecnun’un çektiğini çektim,
Ne de sen Leyla’nınkini …
Bir peri masalı değil aşkımız,
Ama yine de
en güzel türküyü
gecenin sabahla imtihanında
ayaza karşı
çatılar söyler
ve içlidir sesi
Köşelerde bir kediler
Biliyor musunuz? Artık anladım,
İnsanların yaşamasının sırrını.
Sevgi, hoşgörü ve şefkat var içinde,
Birazcık da nefret.
Ama kirli kana gereksinim gibi,
Çamurun varlığı gibi bir şey nefret
siz yazımı hiç hatırlamıyacaksınız, ben... şiirlerinizi hiç unutmayacağım ASLINDA HİÇ KİMSE SEVMEDİ mükemmel.... mükemmel..
Onda bambaşka bir memleket sevdası ve ondan da bambaşka bir çocuk sevgisi ve onda bambaşka bir yuvaya sadakat yakaladım.Yüreği Memleketim Kastamonu nun havası kadar lekesiz ve tertemiz.Dostluğu aranılacak ve her zaman ve her şartta insan olarak kişinin yanında olmasını istediği sağlam bir karekter.H ...