Karanlıkta, ne oynanır?
Saklambaç ya da kör ebe
Aydınlık varken,
Bunca zahmet niye
sorular sormayı severim
inadına, bilinmez sorular
kendime
komşuma
eşime
Efkarın, elbet var, zaman zaman
Yaşam burada, gösteriyor kendini, dostum
Sen anladığında, hayatın bilmecelerini
Çözümler, hep kitabın arka yaprağında, ters duruyor
Sen sorularla, sorunlarla boğuşuyorken
Birileri hep bu cevapları zorlaştırır
Peşinde koşuyoruz her şeyin
Bazen paranın, bazen hayatın
Hiç durduğumuz yok
Durasımızda...
Dursak, hayatın ara duraklarında
Göreceğiz, güzelliğini insanın
İlk dokunmayı öğrenceksin
İçinden bir şey dokun diyecek
Dokunacaksın
Bana; babana
Annene
Eşyaya, biberona, suya
Sevil NİZAMOĞULLARI'nın 'Demek ki Sevgim Bitmiş' şiirine karşılık yazılmıştır.
Demek ki hala farkındasın hayatın,
Yoldan geçen otobüsün peşine takılmışssın
Kendi işinle meşgulken, duygularını çalıştırmışsın
'Yaptıklarını her daim yükseltsende, geride yarım bıraktığın bir sürü iş bekliyor insanı'
Bastığın her yerde, izin sürse, şahlansa toprak
Ezip geçtiklerini gördüğünde, niçin bu ıstırap
hiç kimse bilmiyor
hiç bir şeyi
hiçi hiçine öğrenmediğini
hiç duyuluyor
hiç içiliyor kana kana
ellerde koskocaman bir hiç
Ey hayat,!
Yara sarmaktan yaralandı ellerim
Sana inat,
Şeytana günah biçtim
Cümle sevda, kıssa his
Düş kurmaktan çekinen bir yapıya sahibim. Kurduğum düşlerin etkisinde kalma korkum yeni başladı. Çok büyük düşler kurmazdım. Kurduklarımda gerçekleşmezdi zaten. Ne isterdim ki hayattan. Elimde olanlarla yetinmesini bilenlerdenim. İyisini başkalarına layık görenlerdenim.
Yalnız, vazgeçtim bu düşüncelerden. İyisini istedikçe ben… Hep düşerlimi aldılar elimden. Kim mi? Bu sorunun cevabını arıyorum şimdi. Kim yok ki aralarında. En iyi arkadaşım aldı, kardeşim çaldı, şu her gün yüzüne bakıp selam verdiğim büfedeki adam yaşadı benim yerime düşlerimi. Ama artık izin vermeyeceğim kimseye. Zaten az kurduğum düşlerimi, kaptırmayacağım kimseye.
Aslında neye üzülüyorum biliyor musunuz? Bunu sizde arayın kendinizde. Hep yüzüme gülenler var ya… Hani sizinde yüzünüze gülenler… Evet, işte o kişiler. Hatırladınız değil mi onları? Onları hiç sevmiyorum. Hep korkuyorum yüzüme gülerken arkamdan hançerlerler mi diye? Neden mi bu kadar karamsarım? Hakikaten böyle mi düşünüyorsunuz? Bu şekilde düşünmemi gerektiren o kadar çok şey yaşadım ki… Sorun babalarınıza, annelerinize ya da mahallende ki en yaşlı adama… Hani camiye ilk giden adam. Ezan okunmadan cami’nin yolunu tutan, ‘ya sabr! ’ çeken adam. Ona sorun. O iyi bilir bu tipleri. O çok yaşamıştır, çok görmüştür bu kimseleri.
siz yazımı hiç hatırlamıyacaksınız, ben... şiirlerinizi hiç unutmayacağım ASLINDA HİÇ KİMSE SEVMEDİ mükemmel.... mükemmel..
Onda bambaşka bir memleket sevdası ve ondan da bambaşka bir çocuk sevgisi ve onda bambaşka bir yuvaya sadakat yakaladım.Yüreği Memleketim Kastamonu nun havası kadar lekesiz ve tertemiz.Dostluğu aranılacak ve her zaman ve her şartta insan olarak kişinin yanında olmasını istediği sağlam bir karekter.H ...