20.Ocak.1954 günü Erzurum/Dere Mahallesi/Bican Sokakta dünyaya gözlerimi açmışım.
Tahsil hayatımı Erzurum’da tamamladım. 10.09.1971 yılında (yani 17 yaşımda iken) evlendim. 21.08.1972 yılında İlk memuriyete, Erzurum PTT Bölge Başmüdürlüğüne bağlı PTT AN-T7 İnşaat Grup Amirliğinde başladım. Öngörülen şehir İzmir’de yerleşilmek üzere, 1974 yılında Erzurum’dan ayrıldık. Derken Askerlik 1977 yılında sıraya girdi. Ve daha sonra 1980 yılında isteğim dışında, hiçte aklımızda olmayan bir meslekte, bankacılıkta bulduk kendimizi. Günler ayları, ayla ...
Özgürlük aradım gökyüzü kadar engin,
Hayalini kurdum, Karun’dan bile zengin.
Solmasın benizler pespembe kalsın rengin,
Özgürlüğüm saklı, incir çekirdeğinde.
Özgürlük ruhumda karartılmış zürriyet,
Sen kana kana içtiğim tatlı su,
Ekmeğimin, aşımın katığısın.
Gözlerimin silinemeyen pusu,
Ömrümün, en nadide, batığısın.
Kara yazılar, kara günler hep benim için mi?
Vefasızlar karşısında tüm sevgilerim eridi.
Bir yanda kader, bir yanda hayat, birde FELEK,
Yakışmaz artık, vefasız sana bir daha gülmek.
Hayat dedik, umut edip sarıldık, bu defa
Duygularım; bazen patika yollar kadar dar,
Kızgın çöllerde esen öfkeli sıcak rüzgâr,
Bazen erişilmez sıra dağlardaki ak kar,
Et ile kemik arasında kalan ince zar.
Duygularım; kara tren isi kadar güçlü,
Kar gibi olmuştu, siyah saçlarım.
Maziyi hatırlayınca ağlarım.
Silemem kara yazılarımı, çilelerimi,
Tüm varlığımla aşkını içimde saklarım.
O başka bir aşk idi cihanda.
Mazide kalan en güzel hatıralarım,
Ne yazık ki bir gün elemle dolacak.
İnceldikçe incelecek hastalığım,
O gün verem misali solacak.
Ağlamamalısın ey sevgilim,
Yalnız seni düşünüp, seni andığımda,
Dertler deri bağladı, köhne vücudumda,
Sabahı olmayan kuşluklarda yanarım,
Sızısı olmayan buhranlarda yaşarım.
Basma sevgilerimin üstüne,
Atma duygularımı hüznüne.
Sıkıştır resmimi gözlerine,
Ben ne gün gördüm, ne erdim güne.
Biliyorum kırdım seni,
Affedemem kendimi.
Nasıl? terk ettim,
Nasıl? vazgeçtim,
Çökertmiştin sen beni.
Yıkıyordun günden güne,
Gökyüzü bugün yine ağlamakta,
Ulaşılmaz yüceden, hüngür, hüngür.
Dayanılmaz gürültü, ses ayyukta,
Al başımı sen, bizim el’e götür.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!