Fırtınada denize açılan bir gemi gibi,
Sevgiliden ayrılan bir deli...
O limanda barınamaz besbelli...
Neler neler yaşanmıştı beraber,
Peki ya umutları,
Başın dara düşüp de, yolun sarpa çıkınca,
O riyakâr kapılar, bir bir yüze kapanırmış.
Gönül kardeşliğinden sandığın o yardımlar,
Tezgâha dizilip de, on paraya satılırmış.
Gözün nuru, alın teri, el emeği gayretler,
Gurbet elde sevda çekmek
Zor işmiş be gönül dostum.
Az kahrımı çekmedin sen,
Şimdi biraz sus be dostum.
Ben anlattım, sen dinledin,
Seni başıma taç ettim,
Sen gittin ele karıştın.
Şu gönlümü muhtaç ettim
Sen gittin ele karıştın.
Yıllarca bekledim seni,
Bu fani dünyadan
Bir gün ben de göçeceğim.
İsterim ki;
Tüm gözlerden uzak,
Herkesten habersiz,
Tek başıma öleceğim.
İrfan sahibi olmak erdemlilik demektir,
Bir tek harf öğretene kırk yıl hizmet gerektir.
Bilgiyi kırbaç gibi kullanan bir zalimden
İlim öğrenmektense zır cahil kalmak yeğdir.
Bir bakışla dolandı çözülemeyen düğüm,
Bir bakışla bağlandı gönlüm sana kördüğüm.
Bir bakış acıtırken, kalbindeki yarayla,
Bir bakış, bırakmadı beni sensiz dünyaya.
O bakıştan anladım gönlündeki sızıyı,
Çıktın gittin düşlerimden,
Gözümden yaş akmaz artık,
Yatağımdaki boş yastık,
Yüreğime batmaz artık.
Resmin kalmadı duvarda,
Rüya gibi bir aşkın içinde kaybolmuştum,
Her şeyin anlamını bir tek onda bulmuştum.
İtiraf ettiğinde bana ihanetini,
Karanlıklar içine bir anda hapsolmuştum.
Kafatasımda sanki tunç topuzlar eridi,
Diyemem...
Bir gün sana döneceğim diyemem;
Ya dönemezsem?
Dönemem sana,
O eski hülyalarla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!