_ Hüzünlü bir yağmur sonrası eski bir albüm gibi
muştulu sanrılarla dokundukça özlem
ağaran saçlarıma şakaklarımdan
ve onurla açıldıkça alnım şafaklara
_ Helal olsun sana zaman
toynaklarında hala yıldızlar çakıyor
saatlerimi yeniden kurup ömrümü burarım bende kendi yönüne
sus payı bırakıyorum artık tüm sevdiklerime
_yalan mı
ben bir sevdayım ve hiç aşk görmedim
ellerimde onmaz yaralar
terkedilmiş yıkık duvarlara çizerim
_ saymadım
kendimi zindanlarda hayal ederken kaç sırt yarası vardır
incir çekirdeğine sığmayan çıkarlar uğruna
bu favissa bedende
_az mı canımızı yaktı zaman
tırnaklarımız söküldü
gökyüzü çiy bulutu oldu kalp ağırlığında
artık bir el atsan da şu lekeli martının kırık kanadına
Pek kısa bir süre için kül rengidir burada tan
gökyüzü simsiyah bir ebabil sürüsü
_ Yemin ettim tüzenin yazıtları üzerine
dağlanmış imlerle
çıplak ayı yıkayıp ünüs'ün yirmi dördünde
_ En uzaktaki yol
bahara batık ormanda bükülürken kara çalının ardından
şişirir kırık kanadını karakuş çiçeklenen yüreğime.
Kaderle görüştüm dün gece
ıstırap damlalar olup yağarken gecenin derinliğine.
Yakıştı mı uzayıp öylece gitmeler
nasılda unutup susadığını ardında kalan küle
_eni topu kaç kişi kaldık bu dehlizde
be çavuş
bak darağacının gölgesi yine uzar oldu tepemizde
ışıksız köşelerde durdu zaman
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!