Biz Urumçi’ ye âşık olmuştuk
Beş senelik sevdadan sonra anlatmıştık
Bu aşkın heyecanıyla
Köyden geldiğimizi
Fakir olduğumuzu
Bu şehirde bize bir yuva
Yalnızlığın buz gibi huzuru
Sessizliğin kabir gibi rahatlığı
İkisinin bir de çılgıncasına sarmaş dolaş olması
Her şeyi unutturur ve teker teker hatırlatır:
Dehşete düşersin
Vahim bir duruma çökersin
Ben seni tamamen unuttum:
Adının Tannur,
Memleketinin Kaşgar olduğunu,
Koyun gözlerini, ok kirpiklerini,
Gelincik dudaklarını,
Bir bana, bir de reyhana düşkün olduğunu,
Bu kadar mıydı?
Dağların, duvarların, perdelerin ve iç çamaşırların ardındaki sır?
Kelimeler kulaklara girerken oluşturan resimler
Resimlerdeki renkler oluşturan duygular
Duygulardan yumurtalanan düşlem ve abartılar
Abartılardan damlayan ve damağımı ıslatan sular
Ben hep kendimden nefret ettim,
Kendimi bildim bileli.
Ne kendim olabildim ne de bir başkası
Ağır oldu ama yaşamanın bedeli.
Beceremedim mutlu olmayı,
Her şeye rağmen!
Ey titreyen sesiyle geceye fısıldayıcı,
Boğazında sıkışan ağlamanı bırak ta yakama yapışsın.
Damla damla zehir gibi yuttuğun lafların,
Yastığın hariç kimse bilmez dertlerin,
Aşkı utandıracak kadar şirin şartların,
İki elinle sunduğun gülün gibi sevimli kendin,
Elimden sadece iyilik gelseydi,
Dilim sadece iyiliği konuşsaydı,
Gözlerim sadece iyiliği görüp te,
Kulaklarım sadece iyiliği duysaydı,
Gönlüm sadece iyiliği hissedip, övseydi,
Kötülüğe yer ve fırsat olmasaydı.
İkimizin bir ağacımız da yok,
Bir sokağımız
Bir köşemiz
Bir çimenimiz
Bir tepemiz
Hatta bir sedirimiz bile yok:
İlan edilmekten fısıldamaya
Şereften nefrete
Geçmişten geleceğe
Dünyadan kalbe inen
Göçen
Sönen
Bıraktım kendimi ayaklarıma
Götür dedim uzaklara.
Ağlayan otobüslere teslim edildim
Hüzünlü duraklarda bırakıldım.
Yabancılarla dolu tanıdık sokaklar,
Duvar yazılarındaki kararlılık,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!