İçindekileri bir kör kuyuya fısıldamadın
Yeraltından kalbin fırlayıp çıkmadı
Gariban kamuşlardan neyler yapılıp
Şu ebedilik sır da üflenmedi...
Kuyuyu içine gömdün
Yeraltını kalbinle bastırdın
Bunları sana diyorum.
Üzülürsün bilirim
Mutsuz olduğunu bilirim desem.
Gündüzleri faal, mutlu, rahat birinin rolünü yapıp
Geceleyin tüm dertlerinle yüzleşirsin.
Sen
Şimdinden kurtulmaya çare arayıp
Geçmişten bahsedip rahat edensin.
Gelecek hakkında çılgın düşler düşleyip
İçin ıssıp, gözün azcık parlayansın.
Şimdinden korkup, utanıp
Lokma, lokma beni yeyip bitirecek:
Gölgen ve izinden kökleyen simsiyah yokluğun.
Ağrı gibi tüm hayatıma bulaşacak:
Gönlümü sen terk edip oluşan boşluğun.
Var deseler, inanmayacağım,
Dolur deseler, aldırmayacağım,
Aylarca, yıllarca uzakta kaldık belki gözlerimizden,
Hep yorgun, umutsuz dönmüştü arayan bakışlarımız.
Gök manasız, etraf önemsiz, aynalar ise acımasızdı,
Gözlerimizi mutlu etti bugünki ikimiz...
Yollar bana doğru koşan,
Kenardaki elma çiçekleri fısıldaşan,
Rüzgar esiyor
Pencereyi kapatın
Sönmek üzereyim.
Hanginiz o
Cesedime dokunan
Bazı kelimeleri
Allah’a söylemiş olsaydım, dua oluverirdi
Babama söyleseydim, terbiyesizlik olurdu
Karıma söylemiş olsaydım, hakaret olabilirdi
Genç bir kıza söyleseydim, taciz sayılırdı
Bir kadına söylersem, şaka derdi
Yüzümden belli oluyor mu acaba?
Hayatımın iflas ettiği
Ya da
Uyumadan önce tedirgin
Uyurken rüyalarda dehşet içinde
Uyanırken de pişman olduğum?
Yanarken mum gibi yalnızım,
Damla damla kendimde boğulurum.
Kanarken kalp gibi kırgınım,
Vurula, kırıla, kıvrana dururum…
Geçmişim düşmandır geleceğime,
Şimdiden kovalanır her günüm,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!