Dört duvar arası sazım akortsuz
Sevdamla dağları delesim gelir
Tütün bastın kanayan yarama
Küllenen yaramı sarasım gelir.
Baktın özüme bön bön çaldın sazı
Benziyor yarım aya hilal kaşların
Gögsünde uyursam biter kışlarım
Gökyüzüne kanat çırpar kuşlarım
Döşüme başını koyduğun zaman
Azmı içttim ellerinden acı mıranı
Geliver yamacıma ay güneş ile
Domraksi dediğin külliyen hile
Yaşananları gözün görmese bile
At elini cebine anlar halini kel bile.
Toplum dediğimiz kocaman bir sürü
Bak senin gözün kör
Gel benim adım Sör
Bu meşk aşk baydı!
Bakta ciğerini gör
Gördüm senin ciğerini
Gözüne bakmadan çalmam sazı
Kalbimde başladı inceden sızı
Gel etme cilve naz zalımın kızı
Gelme üstüme yazıktır bana.
Huzurlu bir yuva hayalim düşüm
Daha nasıl arz edeyim dertli halimi
Hazanda sararan yaprak gibiyim
Hiç kimse sormadı garip halimi
Çaldıkça inleyen keman gibiyim.
Bu yaşa geldim gülmedim yüzüm
Sormaz oldu kimse kimsenin hâlini
Ben ben diyenler ettirdi açlık talimi
Felek ıslah etsin zülüm eden zalimi
Hak yolunda nefsini yoranlar gelsin!
Cübbe sarık takanlara prim verildi
Göt kılından olmaz tarak kel göze şimşir tarak
Kendini bilmez yavşak boy aynasına dönde bak
Gemiler çeker halat halatın üstünde oynar yumşak
Seni gibi lübünyalar kamaramda olur uşak
engin topkan (26.06.1071)
Gel naz etme komşu kızı çıkarma maraz
Kurayan dudaklarıma dudağını sal biraz
Mevsimi gelince olgunlaşır dalında kiraz
Biniver kıratıma deh dehleyip gezelim biraz.
Kapayınca gözlerimi karşımda hayalin durur
Ne önemi var akıp gitse zaman su gibi
Gökyüzüm de çığlık çığlığa martılar gibi
Gelirsen durulur yüreğim durgun su gibi
Tüm odam aydınlanır gözümün nuru gibi.
ENGİN TOPKAN (17.10.2020)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!