Daha çok küçüğüm;
Yaşım beş, altı engelli de olsam da;
Gönül işte, biskilete düştü...
Sürmeme imkan yok;
Babama masraf yaptırmaya gerek yok!
Yeşilliklerin içerisinde elele gözgöze;
Dağlara karşı aşkla turlasaydık seninle...
Dağlara, dağlara çıksaydık seninle...
Sessiz ve kimsesiz bir doğa;
Otlanan hayvanlar çevre de;
Bizler, bizler sadece üzüldük;
Televizyonun karşısında seyirci olduk...
Yaşayanlara daha dün gibi...
Kimi evsiz, evlatsız kaldı;
Kimileri cenazelerini gece gündüz;
Kumsalda ayaklarımı uzatıp oturur iken;
Çocuklar gibi çamurdan kale yapar iken;
Ansızım, ansızım fırtına gelip;
Dalgalar dibine çekse beni...
Boğulsam dalgalar vurdukça bedenime;
Göklerde dalgalanan asaletine;
Şehitlerimizin kanından oluşan rengine...
Düğünde, şehadet evinde gördüğüm;
Albayrağım'a dayanamam...
Bende ki aşk'ı bambaşka;
Seni düşümden atalı;
İlham gelmez oldu...
Kalemim sustu, mürekebim kurudu!
Sen, sen sevmesen de gözlerini;
Gözlerini değdir gönlüme...
Değiştim ben;
Artık her gece şiir yazamıyorum,
Her gün gece dörde kadar oturmuyorum...
Değiştim ben;
Aşk'a sıcak değilim,
Seneler önce onlar için çok canımı yaktırdım;
Ben onlar için Babamın, Anamın hatırını hiçe saydım...
Ama, ama hiç hem de hiç değmez imiş...
Anam, Babam aslında hep doğru söylemiş;
Onlar hatır, sevgi bilmez imiş...
Dağlarda, yeşilliklerin içinde yaşayan;
İsimi hakkında hiçbir şey bilinmeyen...
Bir garip divane olsaydım...
Günleri, haftaları, yılları bilmeyen...
Kışı soğukla, yazı sıcakla anlayan...
Hani büyük üstad Neşet ağam diyor ya;
"Yazımı kışa çevirdin kar yağdırdın başa Leylam;
Viran oldu evim yurdum ne söylesem boşa Leylam"
Ben hayattan elimi çekmiş iken sen geldin;
Ben ağlar iken gözyaşımı sen sildin;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!