Bu kaleme başlayalı tam on üç sene olmuş;
Daha dün gibi, ilk kez yazıyorum şiir;
Anneme, babama, ablama falan...
Kafiye nedir? Bilmiyorum ki,
Acemi, acemi belki kafiyesiz;
Oysa beni tanıyan Yusuf sözünün eridir;
Hiçbir şeyden çekinmez, diyeceğini çekmez der...
Ama bugün ben bir poz istemeye utandım...
Damat can dostumdur,
Yıllardır tanırım tertemiz çocuktur...
Dönüp duruyorum;
Sağdan sola, soldan sağa...
İki satır yazarsan diye;
Uyku, uyku kalmadı gözümde...
Gözüm hâlâ yatakta seher vaktinde,
Tam ümidi kesmişken senden;
Ansızsın gelipte gözlerimi parlatsana yeniden...
Gözlerimden akan uykularımı çalsana...
Gecenin karanlığı çökmüşken odama,
Seni beklemekten vazgeçmişken;
Önce bedenin gitti,
Sonra ellerin, kalbin;
Benden sevgisini yittirdi...
Sözde kopmayacaktın,
Her zaman benim kalacaktın...
Ben, ben artık bu yükü kaldıramıyorum;
Şakam yok artık ne kendime nede dosta yarıyorum...
Varsın, varsın gelsin ölüm bana...
Her gece uykuya değil ölüme yatıyorum;
Günah değil ya, gelecek azraili gözlüyorum...
Vasiyetim olsun sizlere;
Bir gün ölür isem eğer ülkücüler omuzlasın beni...
Bir gün ölür isem eğer ülkücüler toprağa versin beni...
Vasiyetim olsun sizlere;
Sağ BOZKURTLAR kalksın havaya,
Ağıtlar yakmasın sakına analar, bacılar;
Lanet okuyup devletime yakınmasın babalar...
Vatan benim, toprak benim...
Bu göreve beni sürmediler,
Dağlara gönülsüz göndermediler...
Söyleyin Allah aşkına bu zamana ne oldu?
Bu zaman bizi nereye sürükler oldu?
Bu zamanda insan neden güvenilmez oldu?
Önce Narin, Yasin, daha sonra iki yaşındaki Sıla...
Erkeklik bu mu? Veya insanlık bu mu?
Bugüne bugün dayandı yaşım otuza;
Çok zaman geçti çürük verdiler bana...
Vatanıma, vatanıma borçluyum ben...
Olsun da bir günlük olsun;
Gayri şu borçum son bulsun...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!