Bir yere gideceğini duyunca;
O güne az kaldıysa etmez içim rahat...
Ben sensiz öksüz gibiyim...
Akşama geri dönecekte olsan,
Sadece gün boyuda olsa;
Bir gün çıkıp Şair Yusuf öldü derler;
Bu yalan dünya da ne bir isteği;
Nede bir sevdiği oldu derler...
Sadece arada bir şakaya;
Bir amansız espiriye güldü;
Ne zaman ne kadar kalbimi hoş etmeye kalksam;
Ne zaman birine olur gözüyle bakıp;
Heyecan yapsam olmuyor olmuyor...
Bir kere de çıktığım yolda;
Sonuna varsam bir kere de;
Ölüm sevdiğini son bir kez görmek mi?
Ölüm gözünden sakındığını buz gibi;
Bir kara toprağa vermek mi?
Ölüm ölüm derler, ölüm nedir sahi?
Gideni, bedeninden emanetini teslim edeni;
Zaten senin değil bu can,
Sadece sana emanet edilmiş bir armağan...
Ölümü, ölümü sen çağırma...
Fani dünyada dertlenip isyan etme,
Sana yazılan ömürü kendin kesme...
Ömür dediğin beni ne mutlu etti;
Ne bir an huzur verdi...
Ardımdan hançeri sapladı;
Ömür dediğin...
Hayallerimi, fikirlerimi...
Dur, dur beni dinle!
Sen hep gülümse olur mu?
Yüzündeki gamzen benim için oluşsun hep,
Sen hep gülümse olur mu?
Gülüşün hep hayalimde bulunsun...
Engelliyim diye fırsat kovalamam,
Yolda, bir mekanda, toplumda öncelik aramam...
Ben, ben öncelik istemem...
Bende bir vatandaşım;
Engelliyim, engelliyim ama;
İçim nerede ise dolupta taşacak,
Gözyaşlarım nehirleri denizleri taşıracak...
Öyle bir ağlayasım var ki...
Benim bir omuza ihtiyacım var;
Ben ağlar iken beni anlayacak,
Zaman gelir salyası akar,
Zaman gelir burunu...
Nolur, nolur özel çocuktan tiksinme...
Dilin konuşmazsa bile;
O seni duyar, hisseder;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!