Şimdi sana serçenin aşka sadakatini anlatacağım...
Bilirmisin,
Bir gözyaşı kadar ömrü vardır serçenin,
Ağlayınca ölür o...
Küçücük yüreğiyle nasıl da sever,
Canım benim..
Biz eskiden telefonlarımızı çaldırırdık birbirimizin;
Teknoloji en saf hallerindeyken,
Henüz telefonlarda internet yokken,
Sosyal medya icat edilmemişken..
Modaydı o zamanlar..
Sevmek tuhaf şey değil mi?
Boşuna dememişler aşkın gözü kördür diye.
İki elimle sımsıkı kapattım gözlerimi sana inat;
Fakat şimdi daha da netsin.
Belli ki zihnime yer etmişsin.
İstesemde öldüremem seni,
Bu şiir
Yağmurun yüreğime yağdığı bir gecede yazılmıştır
Ve gerçektir...
Bir beyaz ışık,ardından bin damla!
Gözlerimin önünde gözlerin...
Yağmur dursa,yaş durmaz bende...
Benim asrım kırk yıldır;
Kahve diye gelip,
Kalbimi Çaldığın zamandır...
Fiyasko aşklarla dolu geçmişim benim.
Karşılık bulamamış atışlarla krizde şimdi kalbim.
Avuçlarımda bile birleşmezken çizgilerim,
Ellerimde hep bir sevgilinin sıcaklığını düşlerim.
Ne zaman uslanırın ben Allahım!
Yaramaz bir çocuğa tembih gibi,
Gözleriyle gözlerine gözkoyanın,
Gözlerimle gözlerini oyarım!
Gözlerini gözlerden sakın,
Gözlerin gözlerime lazım!
Ben yollarına sokak lambaları döşüyorum,
Karanlıkta kaldığında yolunu bulasın diye,
Sen ise yaktığım tüm ışıkları söndürüyorsun birer birer...
Uzaktın yasıyorken,
Kainatı kusatan varlıgın,
Ellerin, gözlerin..
Uzaktı yasıyorken.
Uzakların leylası sen,
Ölü doğmuş bir çocuğum ben...
Ne aldığım nefes belli,
Ne de tekmeleyişim kafi hayatı...
"Bir yığın hayalin arasında boğuluyorum"
Sevgili şiir dostları; bana '[email protected]' adresinden ulaşabilir, acizane satırlarım hakkında düsuncelerinizi iletebilirsiniz. Teşekkürler, her şey gönlünüzce olsun
EMRE TURGAY