sevmeye gebeyim ne yapayım,
yalınayak çocukluğum,
meteliksiz talihim,
fakir fukara anılarım,
vazgeçiremedi neyapayım,
sevmeye gebeyim...
sokaklarda eylül'le yürürüm sapsarı
çınarların yaprakları düşmüş
şehrimin yumuşak koynuna..
ve bu pazar sabahı iple çekerim
eylül'ün saklı güzelliğini
güvercinler eşliğinde...
bir yer ki içimizde,
kalabalıkların girdabında tek başına.
boğuk bir ses dudaklarımızda.
eyvah...
çıkmazındayım ruhumun labirentinden,
sıkıştırılmışım mengene arasında,
Farz etki sana aşığım,
Elim sana mahkum,
Raks etse de seninle ruhum,
Dünya benim ne umurum,
İlham perim sen olduktan sonra…
Hemen bir kalksam ayağa
Yüreğimi döksem sokaklara
Dilekler yazsam ağaçlara
Seni anlatamaz kadınım
Duru karanfil kokusu
Ağlar rüzgar fışkırarak soğuk soğuk,
Haykırır yüreğim boğuk boğuk,
Çaresizlik yaktırdığında ağıtları,
Bedenim güneşin işgalinde bile donuk donuk…
fermanım yazılsa,
bedenim asılsa,
ruhum hapsolsa,
yazamamaktan utanırım...
Sağıyorsan satır satır yüreğini,
Umut çilelerinin merhemi.
Nur yağsın yüreğinden,
Ağlatmasın hiç bir şey seni...
yalnızlığım....................çekilmiyor...
ruhum..........................daralıyor...
son durağım...............geliyor...
mezarım.....................açılıyor...
sarı yapraklar göz yaşların
eline dayanmış koca başın
yüreğinde acı dağların
sen lale bahçesisin gülüm
ahh istanbul kadını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!