Ağıtlar yakasım var
Burcu burcu kokularına
Ayak seslerin kulaklarımda
Ayrılırken yanından bakamadım
Gözlerimdeki çığlığı duymayasın
Titreyen ellerimi görmeyesin
yaban sevda molaları yaşadıklarım
buysa masalların kül kedisi
çocukluğumu isterim geri...
neme lazım büyüklere hikayeler,
şarampole yuvarlanan sünepeler,
sahtekar sevgilerin peşinde...
Süpürürsün günahlarını;
Meçhuller orkestrası,
Çalar acımasızca aşk şarkılarını…
Bir çentiktir gölgende güneş,
Tutamazsın kaçar gider koşsan da..
Göz yaşlarımı sakladım,
Taki sen gelene kadar,
Bedenimi yakıp yıkana,
Fırtına kadar esene kadar.
Göz yaşlarım içimde,
Sen hayalimde,
silsilesi asırlardır dizili kıyıda
çakıltaşlarının...
kimler gezindi üzerlerinde,
kimlerin ayaklarını kanattı,
hangi balıklar can çekişti üstünde,
çakıltaşlarının...
kaç ölmem gerekir?
balta izlerinin yaraladığı ağaçlar gibi,
töre ulemalarının,
heder edilen yasaların,
kirlettiği cezalar misali...
kaç ölmem gerekir?
Sokaklardayım,
Kalabalık içinde kimsesiz,
Suratlar var asık,
Suratlar var karışık,
Kimi yürüyor belli belirsiz dalgın,
Kimi ise koşuyor kaçarcasına karanlıktan,
ruhlarımız mumyalanmış,
fuhuş yuvasına dönen dünyada.
göbek atar ahududulu aynalar,
salkım-saçak görkemli bataklıklarda…
isyanlar çamura yatmış,
bir sabah güneş doğmadan kalktığımda
biliyorum ki seni habersizce yanımda bulacağım.
uykunu bölmeden seyredeceğim masumiyetini.
teninin o güzel kokusunu koklamak isteyeceğim ama uyanırsın diye yapmayacağım.
yalnızca seyredeceğim; şişirip yumduğun kırmızı dudaklarını,
yastığa yayılmış kızıl saçlarını,
Ah zaman nasıl yapıştı kursağıma,
Yazamadım kurumuş toprak misali.
Duygularım ağlamıyor,
Nefesim daralmıyor,
Yüreğim hamile kalmıyor,
Yeni sevdalarla…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!